31 Temmuz 2009 Cuma

Bedava Nero 9

Nero, son birkaç sürümünde o kadar genişledi ki, içinde onlarca ekstra fonksiyon barındırır oldu. Tabii böylelikle hem programın kapladığı alan arttı, hem de hızı düştü. Fakat Nero, tüm bunları bir kenara atıp sadece CD/DVD yazmaya yönelik “zayıflatılmış” bir Nero 9’u kullanıma sundu, üstelik ücretsiz. 

Windows XP, Vista ve 7 altında da çalışan bu sürüm 55 MB boyutuyla dikkat çekiyor. Ayrıca bir yandan fonksiyonların azalması, diğer yandan kullanımın basitleşmesi için arayüz de oldukça sadeleştirilmiş. 

Nero 9’un ücretsiz sürümüne http://www.nero.com/eng/downloads-nero9-free.php

Download butonunun etkinleşmesi için geçerli bir e-posta adresi girmeniz gerekiyor.

21 Temmuz 2009 Salı

Turkcell 4G hızında

Turkcell hız tartışmalarına son noktayı koydu: Turkcell, LTE testlerinde saniyede 170 Mbps’leri aşan hızlara ulaştı ve Türkiye’deki en hızlı veri transferini yaptı. Turkcell’in, Ericsson’la birlikte yaptığı LTE testlerinde veri hızı, saniyede 170 Mbps’i aşan hızlara ulaştı.



A tipi lisans avantaj oldu

3G için aldıkları A tipi lisansın, bir sonraki mobil genişbant teknolojisi olan LTE için kendilerine önemli bir avantaj sağladığını belirten Turkcell’in Şebeke Operasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlter Terzioğlu, Turkcell altyapısı üzerinde mobil ortamda ulaşılan hızın benzersiz bir kullanıcı deneyimi sunduğunu belirtti.

Turkcell LTE Advanced

Terzioğlu Turkcell’in, LTE denemelerini gerçekleştirmek, endüstrileşmesini sağlamak, standartlarına yön vermek ve global bir ekosistem oluşturmak amacıyla çalışan LSTI Forum’daki üyeliğini de hatırlatarak, Turkcell’in, LTE teknolojisi konusunda da Türkiye’de öncü rolü üstlendiğini vurguladı. Turkcell, ayrıca Avrupa Birliği projeleri ve LSTI Forum’daki tecrübelerini kullanarak LTE sonrası için geliştirilmekte olan ve saniyede 1 Gbit’lerin iletiminin hedeflendiği “LTE Advanced” teknolojisinin çalışmalarına da devam ediyor.

alıntı

Savaşta cesetleri yiyen robot: EATR

İddiaya Göre: ABD ordusu için geliştirilen EATR, insan cesetlerini yiyerek enerji elde edebilecek.

Pentagon'un bir Maryland şirketine verdiği ihale bilim kurgu filmlerinden çıkma bir robotun doğmasına sebep oldu. Kendini organik materyalle besleyen, güç ihtiyacını karşılayan bir robot geliştirildi. Adı da EATR yani yiyici oldu. Açılımı Energetically Autonomous Tactical Robot.

EATR her türlü fosil yakıtı kullanabildiği gibi her türlü karbon bazlı organik enerji kaynağından faydalanabiliyor. Etrafta bulduğu bitkileri kullanarak aylarca sahada kendi kendine görevine devam edebiliyor. Haberin buraya kadar olan kısmında sorun yok. Ancak Fox haberlerine göre bu robot savaş alanındaki hayvan ve insan cesetlerini de kullanacak!
Savaş alanında bol bol bulunan cesetleri de kullanarak enerji üretecek bir robot fikri insanlarda dehşet uyandırdı. Neyse ki sonradan EATR'ı geliştiren firma bunu yalanladı. Savaş alanında cesetlere zarar vermenin Cenevre Sözleşmesi'ne suç olduğunu belirten firma, EATR'ın masum olduğunu, genel olarak çalı çırpıyla besleneceğini söyledi. Yerde bulamazsa da minik elektrikli testeresiyle kesebilecek.

Yine de biraz düşünürsek ihtimal hala orada. Organik enerji kaynaklarını değerlendiren, yemek yiyen bir robotun hele ki savaş alanı kullanımı tüyler ürpertici bir fikir. Bu teknoloji sayesinde devriye bölgesine giren insan ve hayvanları ateş açıp öldüren, sonra da yiyerek devriyeyi sürdüren robotlar mümkün oluyor. 

Devriyeden öte, enerji sıkıntısı olmadan gezegen üzerine organik yaşamın olduğu her yerde çalışabilecek, insan gibi varlığını sürdürebilecek robotlar mümkün hale geliyor.

alıntı

17 Temmuz 2009 Cuma

Sigara bir kanser üreticisidir.

Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) nun yayınladığı son rapora göre, dünya genelinde bütün ölümlerin %35'i kanserden ileri geliyor.

Sigara, akciğer başta olmak üzere, gırtlak, ağız, dil, mide, oniki parmak, ince ve kalın bağırsak, karaciğer, cilt, göğüs, rahim ve prostat kanserlerinin, göz ve beyin tümörlerinin çoğunlukla temeldeki sebebidir.

Günde bir paket sigara içen birinin içmeyene göre akciğer kanserine yakalanma ihtimali 20 misli fazladır.

Sigara, kanı pıhtılaştırdığından damar çeperlerini kalınlaştırır. Bunun sonucu damar sertliği ve yüksek tansiyon oluşur. Bu oluşum; göz, beyin, kalp, karaciğer, böbrek başta olmak üzere bütün damarlarda çatlama, yırtılma ve tıkanmalar yapar. Kan dolaşımı yavaşlar, nabız sayısı artar, solunum yetmezliği görülür. Hafıza kaybı, görme bozuklukları, işitme bozuklukları, felçler, böbrek ve karaciğer bozuklukları hayati tehlikeye atmaktadırlar.

Sigara, hücrelerimize hayat ve enerji veren C ve B vitaminlerinin düşmanıdır. 

Sigara, tükürük akımını azaltır, bu da akciğer hastalığına götürür.

Sigara, alınan ilaçları etkisizleştirebiliyor.

Sigara içenlerde hastalık, yara ve ameliyatların tedavi süresi uzun sürüyor.

Günde bir paket sigara içen 20 yılda 5 - 7 kg katran vücuduna depo etmiş olur.


Sigara, dişleri sarartır, cilt güzelliğini ve rengini bozar, göz parlaklığını kaybeder, ses tellerinin ahengini bozar.

Sigara aile bütçesini olumsuz şekilde etkiler, yangınlara sebep olur, çevre kirliliği yaratır.

(Sigara Raporu ,- Türkiye Yeşilay Cemiyeti)

16 Temmuz 2009 Perşembe

Audi 100 yaşında

Alman otomotivciliğinin yıldızlarından Audi, yüzüncü kuruluş yıldönümünü şirket merkezinin bulunduğu Ingolstadt’daki “museum mobile” sürekli sergisinde hazırladığı bir özel gösteriyle kutluyor.

‘Teknik mükemmelliğin tarihi' temasını işleyen bu özel sergide Audi’nin en eski modellerini görmek mümkün. Audi müzesinde sergilenen İkinci Dünya Savaşı öncesinin 16 Audi modeli arasında, şirketin piyasaya çıkardığı 1911 modeli ilk otomobil ile 225 Front Roadster adlı 1935 yılından kalma spor modeli büyük ilgi topluyor.

Her şey bir anlaşmazlıkla başladı. O tarihe kadar Mannheim’deki Carl Benz şirketinde çalışan otomobil mühendisi August Horch 1899 yılında serbest iş hayatına atıldı. Adını taşıyan şirketinde ilk kez motorun arka aks yerine ön aks üzerine asıldığı bir otomobil imal eden August Horch, Carl Benz ile anlaşamadığı için 16 Temmuz 1909’da Zwickau kentinde yine adını verdiği ikinci bir şirket kurdu. 

Audi adı nereden geliyor?

Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: İsim hakkıyla ilgili davayı kaybettiği için otomobillerine yeni bir marka arayan Horch’un imdadına, bir dostunun on yaşındaki oğlu olan Heinrich Fikentscher yetişti. Latincesi kuvvetli olan bu ilkokul öğrencisi, ‘dinle!’ anlamına gelen Horchu’u Latinceye tercüme etti ve ortaya Audi çıktı. Horch 1910 yılının Nisan ayında Audi markasını tescil ettirdikten sonra seri imalata başladı. Avusturya Alplerindeki ünlü otomobil yarışını üç kez kazanan Audi’ler aynı zamanda teknolojinin de öncüsüydü. Alüminyum motor gövdesi, düz vites, motor devir saati ve sol direksiyon Audi’nin otomobil dünyasına kazandırdığı yeniliklerdi. 

Otomobil tarihi öğreten Profesör Peter Kirchberg, 1928 yılında hisse çoğunluğu DKW’ye (de ka ve) geçen Audi’nin dünya ekonomik krizi sırasında hayatta kalabilmek için diğer otomobil üreticileriyle birleşmek zorunda kaldığını anlatıyor:

“1932 yılında çizilen iç içe geçmiş dört halka Auto Union’un marka sembolü oldu. 
Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: Halkalardan her biri birleşen dört şirketi, yani Audi, DKW, Horch ve Wanderer’i temsil ediyordu.”

...ve ikinci montaj tesisi

Savaştan sonra Sovyet işgal bölgesinde kalan tesisler yeni bir ad altında Trabant’ı imal etmeye başladı. Audi Anonim Şirketi’nin Ingolstadt’taki merkezi 1945 yılında sahneye çıktı. Savaştan sonra DKW’lerin yedek parça ihtiyacını karşılamak için kurulan depo zamanla Auto Union’un ikinci montaj tesisine dönüştü ve August Horch bu fabrikada motosiklet ve kamyon da üretmeye beşladı.

Horch 1951’de öldü. 1958 yılında Daimler Benz küçük modeller imal etmek üzere şirketi satın aldı. Ingolstadt’taki tesisler 1965 yılında Volkswagen’e satıldı. Volkswagen ünlü kaplumbağa modelini imal ettiği bu fabrikada başka marka altında otomobil üretilmesine izin vermiyordu. Ama baş mühendis Ludwig Krauss gizlice Audi’yi Audi yapan otomobilin tasarımını hazırladı.

1985 milat oldu

Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: 1976 yılına kadar Audi 100 modelinden 830 bin adet imal edildi.

1970’lerde şirket Audi NSU Auto Union A.Ş. adını aldı. NSU’nun 1977’de kepenkleri indirmesiyle bu isim de anlamını kaybetmişti. Audi A.Ş.’nin otomotivcilik dünyasına adım atması 1985 yılını bulur. Audi teknik öncülüğüyle Mercedes ve BMW gibi büyüklerle arasındaki farkı kapatmaya başladı. Yönetim kurulu başkanı Rupert Stadler kriz nedeniyle satışlarının bir yılda 200 bin düşerek 900 bin adede düştüğünü ama krizi en az zararla atlatacaklarını söylüyor:

“Bu yılın ilk üç ayında piyasa %21,3 oranında daralır ve lüks otomobil satışları %30 oranında gerilerken Audi sadece %16 oranında daha az otomobil sattı. Yani durumu rakiplerinden çok daha iyi.”

Haziran ayında satışlarını %1,3 oranında arttıran Audi diğer markalarla paylaştığı yurtdışı tesislerindeki yüksek kapasite kullanımı sayesinde maliyeti düşürebiliyor. Çin ve ABD pazarındaki şahlanışıyla da göz dolduran 100 yıllık Audi önümüzdeki aylarda çıkaracağı yeni modelleriyle, teknolojik liderliğini kaybetmeye niyetli olmadığını bir kez daha gösterecek.

T.C Kimlik Numarası hakkında açıklama

Bir süredir, internet forumlarında ve e-maillerde TC Kimlik numaraları ile ilgili bir komplo teorisi dolaşıyor. Çevrelerindeki tüm kişilerin kimlik numaralarının çift olması üzerine yaratılan teori bunun bir çeşit fişleme olduğu iddiasını taşıyor. 

Ancak T.C. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre işin aslı, kredi kartlarının numaralandırılmasında da kullanılan ve bir çeşit sağlama yaratan algoritma.

İnternette söylentiler ve komplo teorileri daha çabuk yayılıyor. Nitekim, geçtiğimiz hafta TC Kimlik numaraları ile ilgili bir teori bazı forumlarda ve mail listelerinde geniş bir tartışma alanı buldu.

Kimlik numaranızı kontrol ederseniz, sonu çift numara ile bitiyor. Çevresindeki herkesin kimlik numarasının çift numara ile bittiğini gören kişilerin yarattığı komplo teorisi, bu yolla insanların, mezhep ya da etnik kökenlerine göre fişlendiği şeklindeydi.

Ancak T.C. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, bunun bir algoritma olduğunu açıkladı. Buna göre sistem, kredi kartlarının numaralarının yaratılmasında da kullanılan ve sahteciliği engelleyen bir çeşit sağlama algoritması.

Açıklamada, tek rakamla (1, 3, 5, 7, 9) biten bir TC kimlik numarası olmadığı yani iddia edildiği gibi bir fişlemenin olmadığı belirtilirken, elektronik ortamda kaydedilen tüm numaraların sistem gereği çift rakam (0,2,4,6,8) olduğu belirtildi.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, açıklamada TC kimlik numarasının son hanesinde tek rakam olan vatandaş varsa, işlemlerde sorun çıkacağı için, en yakın nüfus dairesine giderek bu hatayı düzeltmesi gerektiğini de not etti.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri nden aldığımız açıklama şu şekilde;

T.C. Kimlik numaraları 11 haneden oluşur. T.C. Kimlik numaralarının son 2
rakamı ise doğrulama (verification) hanesidir. Yani diğer bir deyiş ile
bir T.C. Kimlik numarasının doğru olup olmadığını anlamak için
yerleştirilmiş bir algoritmadır. Bu yöntem birçok yerde, kredi kartı numaralarında, banka hesaplarında vs kullanılmaktadır. Amacı ise sahtekarlığı ve dolandırıcılığı önlemektir.

Kimlik numaralarınızın ilk on hanesini toplarsanız, elde ettiğiniz
rakamın 1 ler basamağı sizin kimlik numaranızın 11. Hanesini oluşturur ve
matematiksel algoritma gereği de çifttir.

Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası uygulamasında vatandaşlara herhangi bir ayrım yapılması iddiaları ise tamamen gerçekdışı ve asılsızdır.

Windows 7 Sürümleri Türkiye Fiyatları

Microsoft’un bütün dünyada 22 Ekim 2009 tarihi itibarıyla tüketiciyle buluşacak yeni işletim sistemi Windows 7’nin farklı sürümleri için, Türkiye’de önerilen (kutu ürünler için) son kullanıcı liste fiyatları belirlendi. Paralel olarak PC üreticileri ile birlikte OEM Güncelleme Garantisi Programını başlattı. 

Windows 7 Sürümleri Türkiye Fiyatları (kutu ürünler için)

Windows 7 Türkiye’de (kutu ürün olarak) Home Basic, Home Premium, Professional ve Ultimate sürümleriyle tüketicilerle buluşacak. Türkiye için açıklanan son kullanıcı liste fiyatlarına (vergiler hariç) göre bu sürümler aşağıdaki gibidir. 

Tam Sürüm

Home Basic             123.00 US$
Home Premium       145.00 US$
Professional            236.00 US$
Ultimate                  250.00 US$

Dün Microsoft Global tarafından açıklanan listede Windows 7’nin farklı sürümlerinin yurtdışındaki, özellikle de ABD’deki satış fiyatlarını içermektedir. Bu fiyatlar aşağıda görülebilir:

Tam Sürüm Yükseltme Sürümü

Home Premium    199.99 US$ - 119.99 US$
Professional         299.99 US$ - 199.99 US$
Ultimate               319.99 US$ - 219.99 US$


Türkiye’de sadece full versiyonu satışa sunulacak olan Windows 7 sürümleri, ABD full versiyon satış fiyatlarından daha uygun fiyatlarla kullanıcıların hizmetine sunulacaktır. 

Windows 7 OEM Güncelleme Garantisi Programı 

26 Haziran 2009’dan itibaren “Windows 7 OEM Upgrade Garantisi” programı başlatılmıştır. Buna göre uygun Windows sürümlerini yüklü olarak yeni bilgisayar alan tüketiciler Windows 7’ye ücretsiz* yazılım güncelleme hakkına sahip olacaklardır. 

* Microsoft tarafından ücretsiz olarak sağlanmış olan Windows 7 Medya’sı, COA ve ürün anahtarının tüketiciye ulaştırılması için PC Üreticisi tarafından ilave ücretler talep edilebilir. 

Bu imkandan sadece aşağıda listelenmiş Windows sürümleri faydalanabilmektedir:

• Windows Vista Home Premium

• Windows Vista Business

• Windows Vista Ultimate

Aşağıda listelenmiş Windows sürümleri ise OEM Güncelleme programı ile GÜNCELLENEMEMEKTE ancak Windows 7 Full Sürüm kutu ürünü ile Windows 7’ye yükseltilebilmektedir:

• Windows Vista Home Basic

• Windows Vista Starter

• Tüm Windows XP Sürümleri

Windows 7 için ön siparişler başladı

Microsoft’un resmen 22 Ekim’de piyasaya çıkacak yeni işletim sistemi Windows 7 için bugünden itibaren siparişler almaya başlanıyor. Kullanıcı, 50 Euro’ya sistemin “home Premium” versiyonuna sahip olacak.

Windows 7, öncekilere oranla daha az enerji tüketme iddiasında. Birden fazla dokunmalı arayüzleri destekleyen Windows 7, ev ağı kurmada kolaylık sağlıyor. Microsoft’un Başkanı Steve Ballmer, yeni sistemi anlatırken, “Windows 7 şimdiye dek piyasaya çıkarılan Windows işletim sistemlerinin en iyisi” ifadesini kullanıyor.

Ballmer, kullanıcıların Vista’daki sorunlarla bu işletim sisteminde karşılaşmayacakları görüşünde. Ballmer, “Buna tüm doğru içerikleri koyduk. Yalınlık, güvenilirlik ve hız… Doğruyu elde etmek için çok çalıştık ve becerdik” sözleriyle Windows 7′ye olan inancını dile getiriyor.

Microsoft’un yeni işletim sistemi öncekilere oranla daha çabuk açılıp kapanırken, daha az güvenlik alarmı verecek. Yeni sistemle çalışan dizüstü bilgisayarlar daha az enerji tüketecek, böylece batarya ömrü uzayacak.

Tabi bu bir satış stratejisi ve reklam, ama benim deneyimlerime göre Windows 7 gerçek anlamda Windows Vista'dan oldukça üstün.

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Türk Hacker'lar Çin'e Saldırıyor!

Yaşanan insanlık dışı dramın ardından ünlü Türk Hacker grubu Ayyıldız TİM mesaiye başladı.

Daha önce de yaptığı pek çok eylemle adından söz ettirmiş olan Türk Hacker grubu Ayyıldız TİM, Çin'deki Uygur Türklerine karşı yapılan katliam sonrasında yeni hedefini belirledi!

Şu ana kadar 2000'e yakın siteyi çökerttiği söylenen grubun öncelikli hedefi Çin'deki kamu kuruluşları oldu. Eylemlerinin askeri siteler ve bankalar ile devam edeceğini açıklayan Ayyıldız TİM'e İnternet kullanıcılarından büyük destek yağıyor. 

Grubun resmi sitesine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Hacker'ların yeni hedefi kişisel bilgisayarlar.

ABD ve Güney Kore'yi vuran hacker'ların yeni hedefi hepimizin korkulu rüyası olan format!

Güney Koreli bir hükümet ajansı ve internet güvenliği firması Amerika ve Kore'de siteleri yavaşlatan siber saldırıların yeni bir safhaya gireceğini bildirdi. Kişisel bilgisayarlara düzenlenecek ve sabit diskleri silecek saldırılar bekleniyor. 

Güney Kore'nin önde gelen güvenlik firmalarından Ahnlab durumu takip ve analiz ederek bu yeni safhanın on binlerce bilgisayarı etkileyeceğini belirtti. Etkilenen bilgisayarlardaki veriler kaybolacak ve haliyle bu bilgisayarlar açılmayacak. 

Kuzey Kore şüphelilerin başında olsa da saldırıların kaynaklanmış olabileceği beş ülkelik listede Kuzey Kore ismi yer almadı. Bu beş isim Almanya, Avusturya, Gürcistan, Amerika ve Güney Kore oldu. Şimdiye kadar yapılan saldırılar büyük hasar veya güvenlik riski oluşturmadı. Ancak hükümet sitelerini hedef alan saldırılar büyük bir şov oldu. İşte bu yüzden Kuzey Kore'deki sitelerden kaynaklanan bir şeyler bulunamadıysa da şüpheler değişmiyor.

Neredeyse kimsenin internet erişimine izin verilmeyen Kuzey Kore, nükleer silahlarıyla şov yapsa da kötü durumda. Geceleri şehirlerini aydınlatacak elektriği bile üretemeyen ülkede, geçtiğimiz senelerde Kim Jong-il'in emriyle bir siber savaş bölümü kurulmuştu. Bu saldırıların nükleer gücü destekleyici bir teknolojik güç şovu olabileceği düşünülüyor.

3G'ye Erken Başvuru Fırsatı

Turkcell 3G’li olmak, ücretsiz ve çok kolay: “3G” yazıp 2323’e gönderenler, 30 Temmuz’da 3G dünyasına ilk adım atanlardan olacak.

Türkiye’nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Turkcell, 81 il merkezinde aynı anda hizmete açacağı 3G teknolojisinden 30 Temmuz’dan itibaren hemen yararlanmak isteyen müşterilerinin erken başvurularını 13 Temmuz’da almaya başlıyor.

Dünyanın en gelişmiş mobil iletişim teknolojisiyle zaman ve mekandan bağımsız olarak 3G hızıyla internete bağlanmak isteyen Turkcell müşterilerinin yapması gereken tek şey, “3G” yazıp 2323’e ücretsiz bir kısa mesaj atmak. Erken başvuru yapan ve cihazları 3G uyumlu Turkcell müşterileri, 30 Temmuz günü herhangi bir işlem yapmadan, kendilerine Turkcell’in yapacağı bilgilendirmeden itibaren, 3G’ye geçerek hızlı mobil interneti, en yenilikçi ve kullanışlı servisleri hemen kullanmaya başlayacaklar.

3G için erken başvuru sürecinin başlamasına ilişkin bir açıklama yapan Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Lale Saral Develioğlu, tüm Turkcell müşterilerinin 3G döneminde de kendilerine uygun ürün ve servisleri Turkcell’de bulacağını söyledi: “Müşterilerimize en geniş 3G kapsaması ile en hızlı 3G bağlantısını sunacağız. En çeşitli cihazları ve servisleri de Turkcell 3G kalitesiyle sunmak için 30 Temmuz’u bekliyoruz. 3G’nin hayatımıza gireceği 30 Temmuz günü bu yeni teknolojiyle hemen tanışmak isteyen müşterilerimiz, 13 Temmuz’dan itibaren ücretsiz bir kısa mesaj göndererek erken başvurularını yapabilirler” dedi. Develioğlu ayrıca, Turkcell’in 3G’de görüntülü görüşmeyi sesli görüşme ile aynı fiyattan sunacağını, böylelikle Turkcell müşterilerinin en ileri mobil iletişim teknolojisinden aynı fiyatla yararlanacağını belirtti.

Bireysel müşterilerin yanı sıra Turkcell’in kurumsal müşterileri de 2 Temmuz’dan beri erken başvuru yapabiliyorlar. Turkcell kurumsal müşterileri, 3G için çağrı merkezi ve kurumsal online işlem merkezinden kolaylıkla başvuruda bulunabiliyor

9 Temmuz 2009 Perşembe

5 Temmuz Ürümçi Olayı

Ürümçi’de Doğu Türkistan halkının, müstemlekeci Çin hâkimiyetinin Uygur halkını aşağılama eylemlerine karşı yürüttükleri protesto gösterileri başladıktan sonra, müstemlekeci hükümet kurumları ve Pekin hükümeti derhal beyanat yayınlayarak bu olayların dış ülkelerdeki bölücü güçler tarafından organize edilen vurma, kırma ve talan etme olayı olduğunu ileri sürdü.

Olayın sebebini ise, “Guandong- Şaguan’daki küçük bir suç dosyasının oluşmasından sonra Ürümçi’de az sayıdaki bazı kişilerin zihinleri karıştırılmış ve sonunda bu olaylar meydana gelmiştir.” Diyerek açıklamalarda bulunmuşlardır. Fakat bu izahatlar kesinlikle inandırıcı değildir. 

Bu olayın öncesine ve sonrasına bakıldığında komünist Çin’in verdiği rapor tamamıyla bir aldatmaca olup, bu olay Uygur halkına yönelik olarak yürütülen kanlı bir katliamdan başka bir şey değildir.

Hal böyle olunca bu olay hangi sebeple ortaya çıktı? 26 Haziran günü akşamı Guandong eyaletinin Şaoguan şehrindeki Hurui oyuncak fabrikasında binlerce Çinli işçi baskın yapmış ve karanlık güçlerin sevk ve idare etmesi ve organizesi ile fabrikadaki 600’den fazla Uygur işçinin yatakhanesini basarak onları tan yeri ağarana kadar aralıksız dövmüşlerdir. Kaçabilenler kaçmışlar, kaçamayanlar ise yedikleri dayak sebebiyle düşüp kalmışlardır. 

Ölenlerin sayısı kesin olmamakla beraber bazılarına göre 20 küsur, bazılarına göre de 50- 60 civarındadır. Fakat görüntülerden anlaşıldığı kadarı ile ölenlerin sayısı kesinlikle 20’nin altında değildir. Çin siteleri ise ölenlerin sayısını sadece 2 kişi olarak belirtmektedir. 

Şaoguan olayı meydana gelmeden önce Haziran ayının başlarında Kaşgar- Eskişehir müstemlekeci hâkimiyetin planı gereğince bütün Uygur halkının karşı çıkmasına rağmen yıkılarak yerle bir edilmiştir. Bu olay bütün Doğu Türkistan’ı sarsıntıya uğratmıştır. Uygur halkının kanlı gözyaşları da bu olayı durduramamıştır. Uygur halkının güçlü öfke ve nefreti müstemlekeci hâkimiyetin silahlı tehditleri ve korkutma gayretleri ile bile bastırılamamıştır. 

Bu olaydan dolayı bütün Uygur halkı üzgün ve kederli iken, bir başka istenmedik olay Uygur halkının öfke ve nefretini daha da arttırmıştır. Yani, Yarkent nahiyesinde bir Çinli öğretim üyesi Okul müdürü (Çinli)nün himayesi ile 23 körpecik Uygur kızına cinsel saldırıda bulunmuştur.

Fakat suçlu yine adli makamlarca koruma altına alınarak suçu kamuoyundan saklanmıştır. Mağdur durumdaki Uygur kızlarının aileleri tehdit edilmiştir. Dosya adil bir şekilde sonuçlandırılmadığı için Uygur halkının öfke ve nefreti daha da atmıştır.

Böylece Uygur halkının milli gururunu ağır derecede çiğnenmesi ve Uygur halkının tahammül edemeyeceği bir noktaya getirilmesiyle, Guandog- Şaoguan’daki olay patlamaya hazır durumdaki bombanın fitilini ateşlemiştir. On binlerce Uygur gençleri sokaklara çıkarak bu soykırımı kınamış ve hükümetin bu olayla ilgilenmesini istemiştir. Fakat neticede çok kanlı bir şekilde bastırılmışlardır.

Uygur halkı arasında “Hakaretli yaşamdan, sadakatli ölüm yeğdir” diye bir söz vardır. Uygur halkının sabır çanağı dolup taştı. 60 yıldan beri Uygur halkına uygulanan Komünist Çin zulmü dayanılmaz seviyelere ulaştı. İşte bunlar “5 Temmuz Ürümçi Olayı”nın gerçek sebeplerindendir. 


Uygur Türkçesinden Türkiye Türkçesine Uyarlayan: Mehmet Emin BATUR

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Çin Mallarını Almayın!


Çok zor, her şey çin malı zaten diyip görmezden gelmeyin, ekonomik gücünü soykırıma alet edip, Türk halkını ezen, soykırım yapan bir milletin mallarını almamak sizin için çok mu zor?

Çin malı ya da hammaddesini, tüketici olarak ayırt edebilmek oldukça güç ancak Çin üretimi olan bir malı ayırt etmek çok ama çok kolay. 


Nasıl mı? 

Aldığınız ürünün üzerinde " Made in China ", 

" Product of China ", 

" Çin Malı " 

" Made in PRC " 

gibi ibareler yer almıyorsa, ürünün barkodunu okuyun. 

Her ülkenin sahip olduğu eşi olmayan satış kodları, barkodların başına işleniyor. Barkodun en başındaki ilk iki ya da üç rakam, ürünün hangi ülkeden geldiğini size söylüyor. 

İşte Çin'e ait barkod numaraları 

690 - 691 - 692 

Eğer ürünün orijinalinden emin değilseniz bu üç rakam size yol gösterecektir. 

Bu numaralarla başlayan ürünleri almayın. 

Sessizlik içinde ölen, acı çeken tüm canlıların sesi olun. 

Made in China etiketli ürünlerin kalitesiz çıkmasından sonra, yapılan boykot karşısında bulunan yeni bir satış stratejisi: 

Made in PRC 

(People's Republic of China (Çin Halk Cumhuriyeti)). 

Made in P.R.C = Made in China

7 Temmuz 2009 Salı

Land Rover Cep Telefonu: S1

Land Rover’ın Sonim'le birilikte geliştirdiği cep telefonu, üzerinden fil de geçse çalışmaya devam ediyor. Arazi aracı üreticisi Land Rover, zorlu koşullarda çalışanlar ve macera tutkunları için dünyanın en dayanıklı cep telefonunu üretti. Telefon üreticisi Sonim'le birlikte üretilen S1 adı verilen modelin ‘en dayanıklı telefon’ ünvanını alaması uygulanan zorlu testlerden sonra mümkün olabildi. 


Dayanıklılık testlerinde telefonun üzerinden bir Land Rover geçti, telefon bir fil tarafından ezildi ve çamura batırıldı. Testler bunlarla sınırlı kalmadı. Fırında 150 derece sıcaklığa maruz bırakılan, yarım litrelik bira içinde bekletildi ve bir binanın ikinci katından aşağı fırlatılan S1 çalışmaya devam etti. 

Telefonun tek özelliği sağlamlığı değil. Dışarıda kullanıma uygun olarak tasarlanan S1’in bin 500 saat batarya ömrü var ve telefon sesli ortamlarda duyulabilmesi için çok yüksek tonda ses çıkarabilen özel zil seslerine sahip. 

2 megapiksel kameraya da sahip olan telefon 415 dolara satışa çıkarıldı. Şimidilik sadece İngiltere’de satışa sunulan S1’e Vodafone'un ezeli rakibi Orange Telekom abonesi olarak ayda 40 dolara sahip olunabiliyor.

alıntıdır

2 Temmuz 2009 Perşembe

Pardus 2009 Beta Yayında

Pardus 2009 öncesinde ikinci kamuya açık deneme sürümü olan Pardus 2009 Beta yayınlandı. Bu deneme sürümüne Pardus FTP sunucularından ulaşabilirsiniz. 

Pardus 2009 Beta sürümüyle beraber en son KDE kararlı sürümü 4.2.4 Pardus için özelleştirilmiş olarak geliyor. Aynı zamanda Pardus'un temel bileşenleri olan PiSi'de ve COMAR'da birçok yeni özellik desteklenirken, güncellenen YALI ile daha sorunsuz ve hızlı bir kurulum süreci bizleri bekliyor. Yeni sürüm, aynı zamanda bir takım önemli güncellemeler ile beraber geliyor: KDE masaüstü ortamı 4.2.4, Linux çekirdeği 2.6.30_rc8, OpenOffice.org ofis araçları 3.1.0.6, Mozilla Firefox Internet tarayıcı 3.5 RC1, Gimp 2.6.6, Xorg 1.6.2pre, Python 2.6.2 ve daha pek çok yenilik Pardus 2009 Beta sürümünde kullanıcılarımızla buluşuyor.

Tüm bu değişiklikler ile gelişirken her zamanki temel özelliklerini de ihmal etmiyor: Tüm masaüstünde Türkçe yazım denetimi, İnternet araçları, ofis yazılımları, çokluortam oynatıcıları ve sayısız yazılım ile kullanıcılarının tüm gereksinimlerini karşılayacak tek bir CD olarak geliyor.

Bu sürümün, ikinci deneme sürümü olduğunu unutmayınız. Testlerinizde karşılaştığınız hataları ve iyileştirme isteklerinizi, her zamanki gibi hata takip sistemimize bekliyoruz.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

The Dø: On My Shoulders

Şirinlik abidesi bir kızın seslendirdiği bu parça çok hoşuma gitti ve kendi sitelerindeki videoyu eklemek istedim buraya.



The Dø hakkında bilgide vereyim biraz :)

Fransız indie ikilisi The Dø esasen film müziği bestecisi olan Dan Levy ve Finlandiya asıllı Fransız Olivia Bouyssou Merilahti ’den oluşuyor. İkili Empire of the Wolves filminin müzik kayıtları sırasında tanışıp The Passenger ve Camping Sauvage filmleri için beraber çalışmaya devam etmiş. Sonrasında da birlikteliklerini The Dø ile devam ettirmeye karar vermiş. “Do” standart müzik ölçütlerine göre ilk nota, aynı zamanda son nota. Aynı zamanda Dan ve Olivia’nın isimlerinin baş harfleri.

Grup 2007 yılında özellikle “On My Shoulders” parçasının videosuyla internet kullanıcıları arasında yayıldı ve ismini duyurdu. Duru güzelliği, kendine has narin sesiyle Olivia, klibi izleyenleri kendine hayran bıraktı. Sonrasında “Bu grup da nerden çıktı” diyenler sene başında yayınlanan “A Mouthful” albümünü karşısında buldu. Albümden “At Last” ve “The Bridge Is Broken” gibi parçalar radyolarda sıkça çalınır oldu. Grup daha bu parçaları albüm olarak yayınlamadan birçok konser ve festivale katıldı, performanslarında çekilen videolar paylaşım sitelerinde en çok hit alan klipler arasında yer aldı.

Klasik müzik ve cazdan ilham aldığını söyleyen ikili aslında bu tarzlardan uzaklaşıp indie pop/folk rock ağırlıklı ama blues’dan bebop’a, rock & roll’dan hip-hop’a esintiler içeren bir albüm yaptı. Albümdeki birbirinden “tatlı” havası olan, insanda hafifçe gülme hissi uyandıran birbirinden güzel parçaları ile The Dø 12 Aralık 2008 Cuma akşamı Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde konser verdi.