30 Haziran 2009 Salı

Mavi Bilgisayar iflas etti

Ekonomik kriz yüzünden iflas eden firmalara bir yenisi daha eklendi: Mavi Bilgisayar. Hafta sonu Denizli ve Kocaeli mağazalarını sessiz sedasız kapatan firma, bugün de ana bayisi olan Ankara mağazasının kepenklerini indirdi. 

Alacaklı firmalar Mavi Bilgisayar’dan borçlarını tahsil etmek için geldiklerinde, mağazaların ve depoların boşaltılmış olduğunu gördüler. Bildirilenlere göre firmanın önünde bir grup alacaklı hala beklemekte. Ayrıca çalışanların ücretlerini de ödeyemeyen firmanın, borçları ve yanlış stratejileri nedeniyle iflas ettiği söylentileri dolaşıyor.

TeamViewer

TeamViewer kolay ve güçlü bir uzak masaüstü yöneticisi ve aynı zamanda masaüstü bilgileri paylaşım ve transfer yazılımıdır. Bu şekilde bilgisayarınızdaki dosyaları karşı taraftaki bilgisayara yollayabilir yada karşı taraftan kendi bilgisayarınıza dosya taşıyabilirsiniz.

Giderek küreselleşen bir ortamda, dünyanın dört bir yanındaki insanlara bağlanabilme imkanı gittikçe önem kazanmaktadır. Uluslararası müşterileri destekleyen işletme danışmanlarından, kendi bilgisayarlarına bağlanan ev kullanıcılarına kadar, erişim gereği sınırları, kültürleri ve ülkeleri aşıyor.

Çoklu dil desteğine sahip olan internet üzerinden iletişim ve paylaşım yazılımı TeamViewer, artık Türkçe, Fince, İsveççe, Lehçe, Norveççe ve Japonca da mevcut olmaktadır ve bu şekilde hem müşterilerine hem de kullanıcılarına bağlılığını yeniden kanıtlıyor. Hem iş dünyasındaki kullanıcılar hem de ev kullanıcıları için tasarlanmış olan bu yazılım, hızlı ve kolay bir erişim, uzaktan bakım, sunum ve dosya aktarma seçenekleri sunarak, bilgi paylaşımını ve ekip çalışmalarını da kolaylaştırmaktadır.


TeamViewer GmbH’in kurucusu ve yöneticisi, Dr. Tilo Rossmanith, “ TeamViewer’in dil seçeneklerini genişletmemizdeki amaç, kullanıcılarımıza daha iyi hizmet vererek, onların da kendi müşterilerine daha iyi hizmet vermelerini sağlamaktır. Çözümlerimiz internet üzerinden herhangi iki bilgisayar arasında bağlantı oluşturup ortak işbirliği fırsatları sağlamak için tasarlanmıştır ve sunduğumuz dil seçeneklerinin yeni bağlantı imkanları doğuracağından emin ve memnunuz” diyor.

TeamViewer Türkçe’ nin de artık dahil olduğu toplam 14 dilde mevcuttur (Ingilizce, Fransızca, Ispanyolca, Italyanca, Portekizce, Almanca, Hollandaca, Danimarkaca, Fince, İsveççe, Lehçe, Norveççe ve Japonca). TeamViewer’in tüm çözümlerinde olduğu gibi, yeni dillerde mevcut olan bu yazılım black - white list ve 256 bitlik AES şifrelemesinin de dahil olmak üzere en yüksek güvenlik standartlarına uyuyor. Ayrıca TeamViewer bilgisayarın güvenliğini etkilemeden, güvenlik duvarları arkasında problemsiz bir şekilde calışmaktadır.

Özel kullanımlar için bedava olan TeamViewer, şirketlere ise çok çeşitli uygun fiyatlı lisanslama seçenekleri sunmaktadır.

www.teamviewer.com

Yiruma: When The Love Falls

Az önce gelen bir mail ile arşivime eklediğim Yiruma'nın şans eseri ilk dinlediğim bu parçası beni başka dünyalara taşıdı, defalarca dinledim, ardarda ve burda paylaşmak istedim. Bu parçayı başka bir yerlerde daha dinlemiş olduğumu düşünüyorum, belki bir filmde yada başka bir yerde, ama duydum eminim. Öyle tanıdık geliyor ki her tonu, içimde çalıyor sanki.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Marilyn Manson Üzerine

İster sevin ister nefret edin, kendine "Yobaz Yıldız" diyen bu sevimli adam kesinlikle 1990'ların en adı çıkmış ve en çok tartışılan ünlüleri arasında... Serbestliği getirdiği için kimilerinin bir kurtarıcı, kahraman olarak baktığı Manson seks, uyuşturucu ve Şeytancılık üzerine kurulmuş bir platformdan yükselen "serseri"lerden oluşan bir dizinin son elemanı... Eleştirmenlerce çok hor görülse de metale büründürdüğü kimlik, günümüzün tüketici gençlerince çok tutuldu. Tutucu siyasetçiler ve duyarlı anne babaların önlem almak için gerçekten büyük çaba sarfettiği Manson zekice hazırlanmış programlarıyla bir anda yeniyetmelerin ihtiyaç duydukları "karşıt-kahraman" oluverdi. Brian Warner ismiyle Canton, Ohio'da dünyaya gelen Manson; 18 yaşındayken, müzik yazarı olarak çalışacağı Tampa Bay, Florida'ya taşındı. 1989'da yalnız, yabancı ve gitarist Scott Mitchell ile tanıştı; bir grup kurmaya karar verdiler. Mitchell adını Daisy Berkowitz, Warner ise Marilyn Manson olarak değiştirdi. 

Basçı Gidget Gein ve klavyeci Madonna Wayne-Gacy'nin de gruba katılmasıyla, topluluk (Marilyn Manson and the Spooky Kids) kendi başına kasetler çıkarmaya ve küçük yerlerde çalmaya başladılar. Manson'un kendine özgü makyajları ve el yapımı özel efektler ile birlikte topluluğun Gotik sahne gösterileri oldukça dikkat çekmeye başladı. Davul makinelerini atıp yerine Sara Lee Lucas'ı almalarıyla, ekibin müziği daha sert ve yırtıcı bir şekil aldı. 1992'de Güney Florida civarlarındaki en popüler hareketlerden biriydiler. 1993'te Nine Inch Nails'den Trent Reznor heyecanla hem Nothing Records için bir kontrat teklifi, hem de gelecek baharda NIN'a açılma şansı sundu. İki teklifi de kabul eden Manson'un ilk uzunçaları "Portrait Of An American Family" 1994 yazında geldi. Gein'in yerine gelen yeni basçı Twiggy Ramirez ile birlikte topluluğun kötü ünü yavaş yavaş duyulmaya veartmaya başladı. Salt Lake City'deki bir gösteri sırasında, henüz hiç de tanınmış sayılmazlarken, Marilyn Manson bir Mormon İncili kopyasını sahnede paramparça etti. Bunun üzerine Şeytan Kilisesi'nin kurucusu Anton LaVey de Manson'u Aziz ilan etti ve kutsadı. 

Kimi izleyiciler Manson'ın hareketlerini önemsememiş gözüküyorsa da 7'den 70'e herkes etkileniyordu. 1995'teki "Smells Like Children" EP'si ve Eurythmics'in parçası "Sweet Dreams (Are Made Of This)"in yorumlamaları onları bir anda tüm medyanın ilgi odağı yaptı. Kısa bir süre sonra Berkowitz yerini gitarist Zim Zum'a bırakarak ayrıldı; sonraki LP "Antichrist Superstar" 1996'da geldi. Listelerde üçüncülüğe kadar yükselen albümle birlikte Manson'un popülerliği de artmış oldu. Daha çok tanındıkça çevresindeki tartışmalar da alevleniyor, daha çok düşman kazanıyordu. Konserleri sivil toplum örgütlerince düzenli olarak boykot ediliyor, müziği sağcı, dinci kesimin geniş çaplı saldırılarına maruz kalıyordu. Yine de medya ile arası çokiyiydi, bu da onun devrimci amaçlarının içtenliğine gölge düşürüyordu. Rolling Stone'da çıkan bir kuruluş hikayesi ve yok satan bir özyaşamöyküsü "The Long Hard Road Out Of Hell" ile (ki bu aynı zamanda Spawn için yaptığı film müziğinin de adıydı), bir kısım izleyiciler de Manson'ın Şeytan'a ruhunu satıp satmadığı konusunda kararsız kaldılar. "Mechanical Animals" 1998'de piyasaya sürüldü ve yine büyük tepki, eleştiri topladı. Matrix için yaptığı "Rock Is Dead" parçası da sevenlerince büyük beğeniyle karşılandı... Sonuç olarak Marilyn Manson farklı olduğunun farkında -ve bunun da tadını çıkarıyor. 

Güney Florida’nın undergraund müzik sahnesinde 1989'a kadar pek çok grup yükselmiş, burada pek çok müzikal hareket vuku bulmuştu. Fort Launderdale'de tohumları atılan The Spooky Kids in önce Amerika’da sonrada dünya genelinde yaratacağı intifal daha ilk günlerden tahmin edilebiliyordu. Ortalama bir Amerikan gencinden dış görünüş itibari ile hiç bir farkı bulunmayan Ohio’lu Brian Warner, Florida’ya ayak bastığında 18 yaşındaydı.

Amerikan kültürünün gediklerinde kafayı takmış genç gazeteci adayı Brain Warner ve kısa müzik geçmişinde beş grup devirişliği olan sabırsız gitarist Scott Mitchell Putesky, dünyayı yerinden oynatacak bir müziğin peşine birlikte düştüler. Lokal dergilerde pek çok müzik makalesi kapak konusu olan Warner ve cocteau twins/sonic youth kırması müziği ile yerel başarı elde eden india loves you’nun kurucusu Putesky, güçlerini derhal birleştirdiler.


Warner ilk iş olarak kendisine bir sahne ismi buldu. Putesky ile birlikte hayalini kurdukları muazzam projeye yakışır bir şekilde, aylarca tabloid gazetelerini taradıktan sonra 1960’ların büyük ikonu’nun adlarından Marilyn Manson ismini yarattı. Putesky’de Marliyn in yarattığı ilüzyona kısa sürede ayak uydurdu ve dukes of hazzard dizisinin kült karekteri daisy duke ile son of sam mr.44 ya da Mister Monster lakapları ile tanınan seri katil David Berkowitz'in isimlerinden devşirme daisy Berkowitz'i sahne ismi olarak belirledi. 

Böylece hem bir grubun, hemde ikinci kuşak Manson ailesinin ilk haline gelindi. 

1990 a gelindiğinde grubun ismi Marilyn Manson & The Spooky Kids olarak geçiyordu. Grubun ilk kadrosunda sonraki yıllarda meşhur Floridalı metal grubu collapsing lungs'a ve ardından da nation of fear'a katılacak olan bascı Olivia Newton-Bundy, The Spooky Kids ekibinde uzun süre kalmayacak olan klavyeci Zsa Zsa Speck ve bir drum machine yer alıyordu. Newton Bundy'nin yerine Gidget Gein'in ve Speck'in yerine Madonna Wayne Gacy'in alınması uzun sürmedi. 

Marilyn Manson & The Spooky Kids ilk demo kasetleri meat beat cleaver beat, snuffy's VCR ve big blacks bus'ı ard arda yayınladı. Elden ele gezen demo typler gereken işlevi görmüş ve grup, nine inch nails'in yaz turnesine dahil bir konserin açılış grubu olmakla onurlandırılmıştı. O sıralarda TVT ile kavgası süren ve henüz kendi firmasını kurmamış bulunan Trent Rezgor, genç grubun enerjisinden bir hayli etkilendi. "Sanırım orta batıdan gelen iki şeytani zeka olmamız bizi yakınlaştırdı" diyen Manson ve Trent Reznor, uzun süreli bir dostluğun temellerini attılar. 

The Spooky Kids başlangıçtaki amacına sadakat göstererek müziğini ve görsel bir şovu insanlara ulaştırmaya başladı. Manson'ın Charles Manson'ın meşhur bir dizaynından etkilenerek hazırladığı ilk grup logosu eyes'ın basılı olduğu tişörtler ve stickerlar Florida dükkanları ve sokakları süslüyordu. 

Manson’ın gazetecilik yaptığı dönemde edindiği bağlantılar "big black bus" demosundan şarkıların local rock istasyonlarında çalınmasını sağladı. Aynı günlerde, The Spooky Kids, geçmişin endüstriyel ve gotik müzik sahnesinden ödünç alınmış teatral bir gösteriyle Florida dışında da adını duyurdu. Çarmıha gerilmiş tiyatrocuların, sex shoplardan kiralanmış yetişkin oyuncaklarının derisi yüzülmüş keçi kafalarının başrolü kaptığı The Spooky Kids gösterileri Charles Manson plaklarından alınmış sample'lar ve Manson’ın the cat in the hat okumaları sayesinde iyice ilgi çekici hale geliyordu. Bütün Spooky Kids üyeleri sahne isimlerine hakkını verir biçimde Amerikan kültürünün parodisini yapmaya koyulmuş ve farklı açılardan saldıran bir ikonacılığın icrasına girmişlerdi. 

1991 de The Spooky Kids, o güne dek grup saydıkları Drum Machine'e veda ettiler. Söz konusu Drum Machine'nin jübilesi florida çapında dağıtılan bir haber bülteniyle yayıldı ve grup karikatürlerinin Dr.Sessus figürlerinin, scooby doo'dan karakterin çengelli iğnelerinin yer aldığı bu kült koleksiyon nesnesinde Sara Lee Lucas'ın gruba katılımı müjdelendi. Bugün genel olarak Lucas‘ın 1992 tarihli, The Family Jams ile aileye katılmış olduğu varsayılıyor olsa bile, 1991 tarihli, lunchbox’da da Lucas’ın çalmış olabileceği söyleniyor. Sara Lee Lucas’ın gruba katılımı geçekten de muazzam etkinliklere yol açtı. The Spooky Kids artık daha sağlam şarkılar yazıyor, Cake and Sodomy ve My Monkey gibi klasikler bu dönemde yaratılıyordu. Thrash hardcore ve alternative müziklerin egemenlik sürdüğü Florida sahnesinde artık güçlü bir The Spooky kids kitlesinden söz etmek de mümkündü. Sadece grubu değil grubun etrafında toplanan fan kitlesini de tanımlayan The Spooky Kids lafı müzik basınında da satır aralarında yerleştirilir oldu. 1992’de The Spooky Kids Florida sahnesinin prestijli ödüllerinden slammy’lerde best hard alternative band ve band of the year ile onurlandırıldı.

Aynı yılın bir diğer önemli olayı 30 ocak 2 şubat arasında Button South’da gerçekleştirilen Miami rocks east coast music forum oldu. Yerel müzik endüstrisi tarafından Florida sahnesine ülkenin dikkatini çekmek için tasarlanan Miami rocks’da Marilyn Manson & The Spooky Kids, 1 şubat günü müthiş bir performans gösterdi. Event’a katılan onlarca gazetecinin menajerlerin rodyocunun prodöktör ün The Spooky Kids’e dikkat kesilmemesi zaten olanaksızdı. Grubun arkasındaki destek güçlerde bir hayli ilgi çekiçiydi. Fanların çıkardığı haber bülteni, konsept flayerlar ve grup hakkındaki aramaları 24 saat boyunca cevaplandırılan telesekreterler The Spooky Kids in kendi medyasına sahip olduğunu onaylıyordu. 1991’de Florida da yayınlanan bir yerel gazetede yer alan röportajında Marilyn Manson learning swim’in sözlerini fanlarına ithaf ettiğini söylüyor ve bu noktaya geldikten sonra geri atmaya niyetim yok çocukların ve genç insanların düşüncelerini etkilemek gibi bir misyonum var bu yüzden sözlerimi itina ile seçiyorum söylediğim şeylerden asla gocunmuyorum diyordu. Marilyn Manson sadece 22 yaşında idi. Ancak altına girdiği sorumluluk fanların ona yeni bir lakap takmasına ön ayak oldu ”Daddy” 

Gündemdeki fan kitlesi için Marilyn Manson ve ailesi hakkında elde edilecek en sağlam veriler kuşkusuz grubun demo teyplerinde yer alıyordu. ilk iki demo “meat beat cleaver beat ve snuffy’s VCR’da Manson ve Berkwitz’in sonraki yıllarda bir fan a verdiği röportaj da söylediği gibi asla satılmaması gereken ürkütücü bir enstürumantel sound elde etmişlerdi. ikili ile birlikte çalışan stüdyo teknisyeni Graveyard Ralph Cavallaro’nun söylediğine göre “big black bus”taki kadroda aynı idi. Berkowitz, yamahaRX8 synthsizer’ıyla bir grubun işini tek başına yapıyordu. 1990 tarihli demo teyp grist o line The Spooky Kids in grup demosu anlamına gelen ilk demosu oldu. ”After school special” (ocak 1991), ”lunchbox” (1991 ortası), ”the family jams” (1992 ortası) ve grubun son kaset kaydı ”refrigator” (1993 başı) fanlara ulaştırıldı. çok yönlü bay Berkwoitz tarafından prodükte edilen ve Manson’ın görsel tasarımı ile renklendirilen bu küçük hazinelerde ‘cake and sodomy’, ‘dope hat lunch box’my monkey’, dogma ve cyclops gibi klasiklerim ilk halleri yer alıyordu. 

1992-1995 

Bir Amerikan Ailesinin Portresi 

1992 yılları sonlarında grup ismi Marilyn Manson & The Spooky Kids’den Marilyn Manson'a dönüştürüldü. Bu durum insanların kafasının karışmasına, grubun artıkone-man Project olarak algılanmasına sebeb olmuştu. 1993 slammy’lerde MM band of the year best hard alternative band bets local release ve song of the year adaylıklarını aldı. Bay Manson en iyi vokalist ödülünün de adayları arasında idi. Bay Manson aynı zaman da ödül törenin yıldızı oldu ve saigon kick’e the lizard ile kazandırdıkları best nationalk release ödülünü taktim etti. 1993 yazında Manson’lar trend Renzor ile yeniden bir araya geldiler TVT den bağımsızlığını ilan eden Renzor yeni kurduğu nothing records’a Manson’ları bağlamak üzere Florida’ya gelmişti. Criteria stüdyolarında portrait of American family’nin kayıtları devam ederken Manson’lar NN ‘in self destruct’94 turnesine ait gruplar oldular.

Portrait of American family nin kayıtları maalesef huşu içinde devam etmedi. Renzor the downward spiral için kendi stüdyosuna kapanma kararı aldı. onun yerine MM in sound'una heyecan katması beklenen prodöktor Roli Mossiman atandı. daha önce young gods machine of loving grace ve foetus albümlerinde sound sihirbazlığı yapan Mossiman MM’in beklentilerini karşılamamıştı.. Zamana karşı yarışan MM Renzor dan onay alınca Mossiman’dan bağımsız hareket etmeye karar verildi. Grup Los Angels’taki record plant e kapandı ve günde 15 saat çalışarak yedi haftayı kayıtlarda geçirdi. Ocak 1994’te kayıtları tamamlanan LP nothing records’ın dağıtımcısı interscopes’a ulaştırıldı. 1993 noel’e girildiğinde Gein grubu terk etti. Bay Manson ona göre uyuşturucu bağımlılığı bizim için bas çalmaktan daha önemli diyordu. Tıpkı yıllar önce sex pistols da yaşanan basçı değişikliğine benzer bir değişim yaşandı. Lokal sahneden kanka grub amboog Alard’ın yırtık kotlar ve beyaz gömlekler içindeki basçısı Jeordie White Manson ailesine katıldı. Genç Jordie birkaç gün içinde şiddetli bir mutasyona uğrayarak Newyork Dallas dan alıntılanmış multi-sesüel bir imaja gotik estetikliğini ataçladı ve Manson ailesi'nin bay Manson’dan sonra en çok konuşulan karakterini yarattı. Twiggy Ramirez. 

Floridanın başa baş giden iki ailesi Amboog’lar ve Manson’lar arasında sözlü ve fiziksel ve kavgaların yaşanmasına sebeb olan bu durum her iki grubunda yeniden ulusal medyanın sayfalarına yerleşmesini sağlamıştı. Portrait of an American family için tasarlanan CD grafiklerinin basına sızdırılması ile kıyamet koptu. Bay Manson’ın çocukken çekilmiş çıplak bir fotoğrafı CD kapağında yer alacaktı. Ancak ulusal medyanın bastırmasıyla İnterscope record’a CD kapağını değiştirme kararı verdi. 9 haziran 1994'te albümden ilk single get your gunn provokatif bir video klip eşliğinde piyasaya verildi. 12 haziran günü ise Portrait of an American family raflara vurdu. 1994 slammy ödül töreninde 3 temmuz grubun başarısı 1200 fan’ın katıldığı özel bir konserle kutlandı. NIN turnesinde geçen üç aydan sonra Manson ailesi ilk ulusal turnesine çıktı. Aynı günlerde internette muazzam bir tanıtım şöleni yaşanıyordu. Alt Music’nin haber grubundan bağımsızlaşan Manson fanları alt.music.Marilyn Manson haber grubunu kurdular. İki ayrı mail grubu ile birlikte her geçen gün yenileri türeyen fan siteleri Marilyn Manson’a şu ana kadar kırılmayan bir rekor getirdi. Marilyn Manson tüm zamanların en kısa sürede en çok fan web sitesi üretilen grubu oldu. Newyork times'ın 1994 yılı sonu değerlendirmesinde yer verdiği habere göre altavista'ya anahtar kelime olarak Manson yazıldığında Charles Manson’a adanmış web sitelerinin nerdeyse 100 katı kadar Marilyn Manson ve ailesine adanmış web sitelerine ulaşılıyordu. Marilyn Manson artık Amerika’da Charles Manson’dan daha büyüktü.

Marilyn Manson’ın gitgide büyümesinin muhafazakar Amerikan toplumunda yarattığı etkiyi en iyi açıklayan kelime kesinlikle “infal”olacaktır. drag-queen edasıyla ortalıkta salınan American Mainstreem müzik endüstrisinin kesin bir reddedişte olduğu endüstriyel müziği mahalle marketlerinin raflarında taşıyan gotik ve gore estetiklerini bir araya getiren şovlarını BDSM sanatının hinlikleriyle süsleyen popüler amerikan müziğini yeniden felsefeyle diğer sanat dallarıyla ve gizli ilimlerle ilişkilendiren Marilyn Manson kesinlikle 1 numaralı toplum düşmanı idi. MM tarihinde hiçte sıra dışı olmayan konser iptalleri yasaklar pretestolar çoktan başlamıştı. Amerikanın gizli Mormon Cumhuriyeti diyebileceğimiz Utah’a bağlı salt lake city’de 18 ekim günü verilmesi planlanan MM konseri belediye konseyinin kararı ile bir takım kurallara bağlandı. Manson ailesini 16 ekim günü Las Vegas konserlerinde izleyen belediye yetkilileri NIN ve MM’in birlikte sahne alacakları 18 ekim konserinde bay Manson’ın şarkı aralarında konuşmasını yasaklıyor bazı şarkı sözlerini değiştirmesini istiyor ve MM Merchandise’ının kentte satışını yasaklıyordu. Reznor ve MM üyeleri belediye konseyinin kararını kabul etmedi. Manson’ların salt lake cityde çalışması yasaklandı. Ancak NIN’ın sahnesi sırasında bir sürpriz yaşandı ve Reznor bay Manson u sahneye davet etti. Sahneye elinde book of mormon’ın bir kopyası ile çıkan bay Manson, çoğunluğun inançları ve cehaletle ilgili etkili bir konuşma yaptı. Reznor ise MM'in konser yasağı ile ilgili SLC belediye konseyinin kendisine gönderdiği mektubu okudu. uzun zamandır Anton Szandor Lavey'in felsefesinden etkilenmiş olan bay Manson ekim ayında Lavey ile tanıştı ve Lavey tarafından kilisenin rahiplarinden biri olarak ilan edilerek Reverend sıfatını aldı. 

POAAF den çıkan ikinci single lunchbox NIN turnesinde çekilmiş 48 dakikalık bir yol videosu ile birlikte piyasaya verildi. Indie film yönetmeni Richard Kern'in çektiği videonun devamı Monster Voodoo machine'in alt grubu olduğu ilk resmi Marilyn Manson turnesinde çekilecekti. 13 ocak'ta Dallas’daki Trees konser salonun da verilen konser söz konusu turnenin olaylı ilk konseri oldu. Monster Voodoo machine’nin sahne şovu sırasında kullandığı ölü tavuk parçaları ve sakatat familyasından bir takım uzuvlar derhal ulusal medyanın manşetlerine yansıdı. Sakatat kullanımı Marilyn Manson ile özleştirilmişti. Aynı günlerde Sara Lee Lucas, Marilyn ile anlaşamadığı gerekçesi ile grubu terk etti ve yerine aslen bir stüdyo teknisyeni olan Ginger Fish atandı. Marilyn Manson’ın da kişisel olarak grubun önüne geçmesi de aslen bu tarihlere rastlıyor. Marily’in Glenn Danzing ile yakınlaşması efsanevi Headbangers balla verdiği bir röportajda Danzing in turne otobüsü şoförü Tony Winngs ile seks yaptığını ima etmesi hep bu döneme ait haberler. Glean Danzing ve Marilyn Manson ın yakınlaştıran asıl olayın ne olduğunu ise pogo şöyle söylüyor “turne sırasındaki bir konserden sonra şov yaptığımız bir salonun irikıyım bodyguardları üzerimize atladı. Marilyn ben ve turne menajerimiz Frankie sıkı bir dayak yiyorduk. Marilyn’in hayatından gerçekten endişe etmiştim ama etrafımdaki kas yığınlarını aşıp ona yardım etmem imkansızdı. sonra ansızın Glenn, ortaya çıktı ve boudyguard’ların hepsini devirdi. Bugün ne zaman Glenn’den bahsedilse Marilyn’de bende ah evet o adam mı? işte hayatımızı kurtaran adam deriz. Bugün hayatta isek bunu Glenn’e borçluyuz.

1995-1997 

Çocuklarınızı Almaya Geldik 

Bütün bunlar olup biterken Manson ailesinin artık Florida’ya gidip kendilerine ayrılan Slammy ödüllerini alacak vakit dahi bulamıyor oluşu oldukça anlaşılır. Danzing ve Korn ile Amerika’yı turlamaya devam eden, bir dolu sansür ve yasak mevzusu ile uğraşmak durumunda kalan Manson’lar, olaylı Dope Hlat video’sunun müzik televizyonlarında dönmeye başladığı günlerde ikinci albüm için stüdyoya girdiler. EP formatında hazırlanan “smells like children” manson ailesinin Amerikan kültürünü yorumlayış tarzına yeni bir açı kazandırıyordu. Willy Wonka karakterini üzerine geçiren bay Manson grup üyelerinin en sevdiği şarkıların cover’landığı “smells like children” döneminde müthiş bir teatral karakter yaratmıştı. ”Portrait of an american family”nin altın plak statüsüne ulaştığı hafta “smells like children“ bill board listelerine 53 numaradan giriş yaptı. ”SLC”’ın müthiş sound’u dikkatleri manson ailesinin diğer üyelerine çevrilmesine de ön ayak oldu. Daisy Berkovitz, Guitar World‘e tek başına röportaj vererek bu alanda gruba ilk deneyimini yaşattı. Gitar dergilerinin yılsonu değerlendirmelerinde Berkwoitz’in ismi en iyi yeni gitaristler arasında anılıyordu. Marilyn Manson Amerika’da kült statüsüne ulaşmıştı. Live Wire dergisinde yayınlanan bir makalede şu cümleye vurgu yapılıyordu ”işte Amerika’nın en heycan verici yanı. Travmatik yeni gruplar! Ve bunların en ateşlisi Marilyn Manson. Bu grubu onlar hapse girmeden, ülkeden sürülmeden, ya da bir cinayete kurban gitmeden önce yakalayın. Bu sizin son şansınız olabilir.” 

Smells like children turnesi, 12 eylül 1995 günü Tulsa’daki cain’s Ballroom’da başladı. Beş ay süren turne Amerika rock’n roll tarihinin gördüğü en ekstrem teatral şovlara sahne oluyordu. Turne sırasında Berkwoitz güçlü bir grip virüsüne yakalandı. Diğer grup üyelerinin de bir takım sağlık problemleri ortaya çıktı. Marilyn Manson bronşite yakalandı ve turne boyunca pek çok konser salonunda dev bir oksijen çadırının içinde getirildi. Bugün hala fanlar tarafından snow tour olarak anılan bu turnenin son birkaç konseri bay Manson’ın bronşiti yüzünden iptal edildi. 1996’nın ilk günlerinde Manson ailesi cephesinde bir takım kıpırdanmalar yaşanıyordu. Manson ların kıyametin soundrack’ı olarak adlandırdıkları albümle ilgili olarak bay Manson ve Twiggy hakkında verilen röportajlar hala daha Manson ailesinden çıkmış en ekstrem röportajlar olarak anılır. Bay Manson ve Twiggy kayıtların nasıl gittiği ile ilgili sorulara “Kayıtlar çoktan bitti, çünkü bu gelecekten gelen bir albüm; birkaç yıl sonrasında bu albümü yapıp bir kapsülün içine koyduk ve şimdiye yolladık” cevabını veriyorlardı. ”Antichrist Superstar” ikilinin söylediğine bakılacak olunursa bildiğimiz anlamıyla kıyametin yaşandığı günlerde kaydedilip 1996’ya ışınlanmıştı. Gerçekte Trent Reznor’ın New Orleans’daki stüdyosunda kaydedilen “Antichrist Superstar’ın” etrafında bir dolu söylenti vardı. Insomania’ya aynı günlerde yakalanan Bay Manson ve Trent Reznor, Kabalistik öğreti, simya ve kara büyü gibi konulara kendilerini kaptırmışlardı. Manson ailesinin diğer fertleri ise ağır uyuşturucular kullanıyorlardı artık. Bunun son Marilyn Manson albümü olacağı çünkü grubun ve 100’e yakın fan’ın bir toplu intihar söylentisi yayıldı. Bu tuhaf proje etrafında döndürülen söylentiler ne olursa olsun hiçbiri Daisy Berkowitz’le ilgili ayrılık söylentileri kadar kabul edilemez değildi. O dönemde ancak “şaka gibi” diyebildiğimiz bu söylenti Nisan ayında gerçek oldu ve Berkowitz MM’in yeni rotasına uyum sağlayamadığını söyleyerek gruptan ayrıldı. Fanların kederi büyüktü zira Daisy Berkwoitz her zaman için gizli fan favorisi konumunu korumuştu. Marilyn Manson ve Daisy Berkwoitz arasında tansiyonun yükseldiği zirve anı aslında New York City’deki yılbaşı konserinde Marilyn Manson, Berkwoitz’i sahneden ittiğinde yaşanmıştı. Ama bunu sahne şovunun bir parçası olarak gören fanlar durumun ne kadar vahim olduğunu o sırada algılayamamışlardı. Manson’a göre Berkwoitz’in kendini ve ideallerini grup uğruna kurban etmemesi affedilir gibi değildi. Berkwoitz cephesinde ise Manson’ın artık grup kimliğini bozan rock’n’roll şahsiyeti haline dönüşmüş olması büyük sorundu. Daisy Berkowitz, finansal haklarını korumak için grup aleyhine bir dava açtı. Bu dava hiçbir zaman sağlam bir sonuça ulaşamadı. Berkwoitz, 1997’de Three Ton Gate adıyla ”Vanishing Century” albümünü yaptı. Artık sahne ismi olara Artist Formerly Known As Daisy’i kullanıyordu. Ardından da Florida çıkışlı shock rock bebekleri Jack of jill’e katıldı. Aylarca ertelenen Antichrist Superstar”ın çıkışı 8 ekim gününe denk geldi. 7 ekim’i 8 ekime bağlayan gece Amerika’daki neredeyse bütün müzik dükkanları MM fanlarının talebini karşılaya bilmek için açıktı. Albüm Bilboard listelerine 3 numaradan giriş yaptı. 1990'ların en büyük albümlerinden biri yaratılmıştı, ve bu yaratım MM etrafsında dönen şehir efsanelerinin de iyice zirveye vurmasına sebeb olmuştu.1 996 nın Halloween şovunda Marilyn manson'un intihar edeceği dedikoduları sanırım bu dedikoduların en eğlencelilerinden biriydi.

1997-1999 

O artık gerçek bir yıldız 

1998'in başlarında yeni MM albümü ile ilgili ilk veriler fan’lara ulaşmaya başladı. MTV’nin year in the rock programına katılım gösteren bay Manson “eğer Antichrist Superstar” kötülüğün cennetten kovulması ve dünyaya düşmesi ile ilgiliyse, bundan sonraki albümümüzde kötülüğün yeryüzündeki faaliyetleri ile ilgili olacak. Kötülüğün anası yeryüzündeki insan topluluğuna uyum sağlamaya çalışırken nasıl debelendiyse ve her ne hissettiyse bu albüme aktaracağız” diyordu. Aynı günlerde manson ailesinin malikanesin de bir takım kavgalar yaşanmaya başlamıştı. Bay Manson’ın üçünçü albüm için kadim dostu Billy corgan’ın prodüktörlük yapacağını ve albümün misklerinin de Dust brother’s a teslim edeceğini söylemesi Trent Reznor’ı memnun etmemişti. Reznor’un eğer bir gruba yardım ettiysem ve bu grup kendi grubumla aynı düzeye, hatta kendi grubumdan daha üst bir düzeye geldiyse kendimi gerçekten bir garip hissederim daha da garip olanı ise ödenmemiş vefa borçlarıdır lafına Manson’ın cevabı 17 kasım günü Toronto’da düzenlenen basın toplantısında geldi: ”dürüst olmak gerekirse Trent ile antichrist süperstar döneminden beri hiç konuşmadım, dolayısı ile dostluğumuzun nasıl bir dönem yaşadığı hakkında zerre fikrim yok. Trent’e güçlü duygular duymuyorum, eğer yeniden bir araya geleceksek bu sefer gerçekten yakın olmalıyız. Trent ile gerçekten dost olmayı diliyorum”. 

Mayıs ayında Marilyn synth pop’un kitabını yazan Gary Numan’ın Los Angeles konserinde Numan ile birlikte sahneye çıktı. 20 temmuz günü ise yeni MM albümü “Machinal Animals”’ın 15 eylül günü piyasaya verileceği duyruldu. Hole’un Celebrity Skin”ini için prodöktor koltuğuna oturan Micheal Beinhorn, ”Machanical Animals” içinde aynısını yapacaktı. MM şok yaratmanın bütün inceliklerini biliyordu. Fanlar için o güne kadar yaşanmış en büyük şoklardan biri 22 temmuzda geldi. O sıralarda grubun katıldığı yaz festivallerinde sağlık gerekçesi ile sahne alamayan Zim Zum Marilyn tarafından yapılan sert bir açıklamayla gruptan atıldı. Yerine ise Rob Halford’un endüstriyel müzik projesi Two’dan tanına John Lowery alındı ve Lowery kısa sürede John 5'e dönüştü. Zim Zum’un gruptan atılışı o ana kadar ki eleman değişikliklerinin en şenliklisi olmuştu kuşkusuz. Grup tan atılmadığı kendi isteği ile grubu terk ettiği konusunda ısrar eden Zim Zum dönemin müzik medyasına eski grup arkadaşlarının seksüel tercihi ile ilgili tuhaf açıklamalar yapıyordu. John Lowery aynı yılın başında noting records’dan debult albümünü yayınlayan Two’da huzur bulamamıştı. Zira Rop Halfrod’ın Judas priest’teki geçmişi ve fanlarının bu endüstriyel metal mevzusunu desteklemiyor oluşu Two’u yarı yolda bıraktı. Lowery, David Lee Roth için çalmaya başladığında, ise aynı vukuat yaşanmıştı. Ama şunu eklemek lazım; Lowery’nin MM e katılımıda Roth’un turne gitaristi olması kadar garip kaçıyordu. Machinal Animals ta ilk single "Dope show"'a çekilen klipte John5 MM fanlarına takdim edildi. Nick Roeg’in Dacid Bowie’li kült filmi The man Who Fell To Earth’dan esinlenerek Paul Hunter tarafından çekilen video MM’in müzikal anlamda yeni bir yola saptığını iyice belli ediyordu: Glitter & glam rock. Ağustos ayında Marilyn Manson, Dee Snider’ın film projesi Strange Land için soundtrack şarkılar kaydetti. Dee Snider’ın ismini The Exorcistten alan Captain Howdy isimli yarı modern yarı ilkel bir manyağın hikayesini anlattığı filmin soundtrack’ında MM‘in kaydettiği şarkılardan sadece “sweet tooth” yer aldı. 

Marilyn manson machinal animals döneminde imaj itibarı ile mutasyona uğradı. ve yeni bir anti kahraman yarattı: Omega. bu yeni doğumlu anti-kahramanın MM fanlarıyla tanışması ise grubun yeni web sitesi üzerinden gerçekleştirilen chat’te gerçekleşti. 9 eylül günü yapılan bu chatle birlikte o güne dek altı ay boyunca şanslı fanların beta test'e tabi tuttukları site yayına geçti. 10 eylül Perşembe gecesi MTV video music awards’da dope show gösterisi yaşandı ve machinal animals piyasaya verildiği hafta 223 bin kopya satarak bilboard listelerine 1 numaradan giriş yaptı. Kasım ayında düzenlenen bilboard music video awards’da ‘dope show’ best hard rock/heavy metal clip of the year ve maximum vision clip of the year ödüllerini aldı.

1999-2004 

Aslında Bunlar Karanlık Yıllar 

1999’un Mart ayında MM Rock is Dead turnesine çıktı.Turnenin alt grubu Hole üyeleri ile kuliste yaşanan bir takım gerginlikten sonra Hole turneyi terk etti. 1999’da konser albümü "The Last Tour On Earth"'ü ve video koleksiyonu God Is In The Tv’yi çıkaran MM yeni milenyuma sıkı ama bir yandanda sakat bir giriş yaptı. 2000’de mainstream music medyasına göre MM kariyerinin en iyi albümü olan Holy Wood’i çıkardı. Disposable teens Present death Death song Fight song tüm dünya listelerinde MM’a daha önce çok az şarkının getirdiği başarıları sağladı. Nisan 1999’da Denver Colorado’daki Colombine lisesinde yaşananlar hala unutulmamıştı. MM fan’ı Dylan Klebold ve Eric Harris’in 12 sınıf arkadaşını ve bir öğretmeni öldürmesi Amerika’da büyük infial yaratmıştı. 

Colombine’in gölgesinde yaşanan 1999, MM aleyhine açılan pek çok davaya çeşitli protesto gösterilerine Amerika turnesinin iptaline sahne olmuştu. Marilyn Manson 28 mayıs 1999 tarihli ve rolling stone’da tamamı yayınlanan açık mektubunda Colombine ile ilgili düşüncelerini Amerikan toplumunu inceden eleştirerek yazmıştı zaten. Ancak Holy Wood‘un dönemin kaotik ortamından soyutlanmasıda beklenemezdi. 

“Holy Wood”un kayıt döneminde yüzlerce ölüm tehdidi alan Marilyn Manson grup içindeki fikir ayrılıkları ilede uğraşmak durumunda kalıyordu. 2001’de grup hem muhafazakar gruplardan hemde festivaldeki diğer katılımcı gruplardan gelen tehditlere rağmen Ozzfest’e katıldı. MM tarihinin en önemli konser hikayelerinden biride Ozzfest’de yaşandı. Colombine katliamının gerçekleştiği Denver Colorado’da Ozzfest’in bir ayağı düzenlenecekti ve kendisine C.P.R. denen bir grup Hristiyan radikal MM’ın şovunun iptali için amerikan yüksek mahkemesine başvuruda bulundu. Bir hayli tartışmalı geçen dönemin sonunda söz konusu mahkeme C.P.R.’ın talebini geri çevirdi ve Marilyn Manson Denver’da sold-out bir konser verdi. 

1999’da değişim başlamıştı. Marilyn manson’ın müziği artık eskisi kadar provakatif ve tehlikeli değildi. Holy Wood’dan sonra 2003’te piyasaya sürülen “The Golden Age Of Gretesque” sanat estetiği açısından bir hayli güçlü olmasına rağmen fanlar tarafından hiçbir şey anlatmayan bir albüm olarak mimlendi. Twiggy Ramirez’in müzikal ayrılıklar bahane edilerek gruptan sürülmesi fanların zaten ekşiyen duygularını iyice burkmuştu. KMFDM’den Tim Skold’un gruba katılımı bir hayli tartışıldı. Fanlar arasında tartışan bir diğer konuda pin-up bebeği olarak lanse edilen striptizci Dita VonTeese’in Marilyn Manson’ın sevgilisi olarak manson ailesine katılmasıydı. 
2003’ün bahar aylarında, 11 ağustos günü Ozzfest çerçevesinde verilecek olan New York konserinin Line-up’ından Marilyn Manson’ın çıkarıldığı haberi geldi. Ozzfest’in organizatör firması Clear Channel ile bu konuda anlaşan New York’lu promoter Six Flags’in gerekçesi, 11 eylül deneyimini yaşayan New York kentinin Marilyn Manson’ın ayrılıkçı ve rahatsız edici söylemlerini kaldıramayacağı şeklindeydi. Manson bu konuda Rolling Stone’a verdiği röportajda “Bu durum üzücü olabilirdi, ama insanların beni bu yalan düzen karşısında ciddi bi tehlike olarak görmelerinden hoşnutum; Korn yada Disturbed gibi şov işinin gerektiği ölçüde radikallik yapan gruplar arasında değiliz ve kendimize çeki düzen verip onların yolundan gitmeyeceğiz” diyordu. Aynı sıralarda Milan’da da benzeri bir yasakla karşılaştı Manson. Grotesque Burlesque turnesinin Milan ayağı belediye meclisinin kararıyla iptal edildi ve konser milan yakınlarındaki Monza’ya taşındı.

2007'de Manson'dan boşanma davası açtı ve çift aynı sene ayrıldı. Marilyn Manson şu an 21 yaşındaki Evan Rachel Wood ile aşk yaşamaktadır. Heart Shaped Glasses klibinde beraber oynayan çift, sevişme sahneleriyle dikkat çekmişlerdir. Eat Me, Drink Me albümündeki şarkılar da Evan ve eski eşi Von Teese için yazılmışlardır.

Grup Elemanları ve İsimleri

Marilyn Manson - Vokal (1989- )
Twiggy Ramirez - Bas Gitar (1993-2002)(2008- )
Chris Vrenna - Keyboard (2007- )
Ginger Fish - Bateri (1995- )

Eski Elemanlar

Zsa Zsa Speck - Keyboard (1989 - 1990)
Olivia Newton Bundy - Bas Gitar (1989 - 1990)
Gidget Gein - Bas Gitar (1990 - 1993)
Sara Lee Lucas - Bateri (1990 - 1995)
Daisy Berkowitz - Gitar (1989 - 1996)
Zim Zum - Gitar (1996 - 1998)
John 5 - Gitar (1998 - 2004)
Mark Chaussee - Gitar (2004 - 2005)
Madonna Wayne Gacy - Keyboard (1990 - 2007)
Tim Skold - Gitar (2003 - 2008)
Rob Holliday - Bas Gitar (2007 - 2008)
Wes Borland - Gitar (2008 - 2009)

İsimler

Marilyn Manson: Üntü aktist Marilyn Monroe ve 1960'ların ünlü katili Charles Manson
Madonna Wayne Gacy: Ünlü şarkıcı Madonna ve palyaço kılığındaki katil John Wayne Gacy
Ginger Fish: Dansçı Ginger Rogers ve kız çocuk katili Albert Fish
Zsa Zsa Speck: Macar aktirst Zsa Zsa Gabor ve hemşire katili Richard Speck
Olivia Newton Bundy: Şarkıcı Olivia Newton John ve kız çocuk katili Theodore Bundy
Gidget Gein: Bir TV karakteri Gidget ve katil (2 kişi öldürdüğü için) Ed Gein
Sara Lee Lucas: Bir mağazalar zinciri Sara Lee ve 108 kişinin katili Henry Lee Lucas
Daisy Berkowitz: Bir Tv Karakteri Daisy Duke ve "Sam'in oğlu" lakaplı katil David Berkowitz
Zim Zum: Kaballa inancına göre yaratılış
Twiggy Ramirez: İngiliz model Twiggy ve şeytana tapan katil Richard Ramirez

Albümleri

1994 - Portrait of an American Family
1995 - Smells Like Children
1996 - Antichrist Superstar
1997 - Remix & Repent
1998 - Mechanical Animals
1999 - The Last Tour on Earth
2000 - Holy Wood (In the Shadow of the Valley of Death)
2003 - The Golden Age of Grotesque
2004 - Lest We Forget
2007 - Eat Me, Drink Me
2009 - The High End of Low

Single'ları

Portrait of an American Family

Dope Hat
Get Your Gunn
Lunchbox


Smells Like Children

Sweet Dreams (Are Made of This)


Antichrist Superstar

The Beautiful People
Tourniquet
Antichrist Superstar
Man That You Fear
Cryptorchid


Spawn Soundtrack

Long Hard Road Out Of Hell


Mechanical Animals

The Dope Show
I Don't Like The Drugs (But The Drugs Like Me)
Rock Is Dead
Coma White


The Last Tour On Earth

Astonishing Panorama of the Endtimes


Holy Wood

Disposable Teens
The Fight Song
The Nobodies
Holy Wood Tour
Working Class Hero


Not Another Teen Movie Soundtrack

Tainted Love


The Golden Age Of Grotesque

mOBSCENE
This Is the New Shit
(s)AINT


Lest We Forget

Personal Jesus
The Nobodies 2005


Eat Me, Drink Me

Heart-Shaped Glasses (When the Heart Guides the Hand)
Putting Holes In Happiness

alıntıdır: www.anatolianrock.com, wikipedia.org, www.marilynmanson.com, lastfm.com.tr

28 Haziran 2009 Pazar

Abdülhamid Han Ve Robot Teknolojisi

Abdülhamid Han'ın yaptırmış olduğu  'ALÂMET' isimli robot; dünyada ezan okuyan ilk saat olma özelliğine sahiptir. Sultan, bu muhteşem özelliklere sahip saati Japonya'ya göndermiştir. Muhtemel ki Japonlar, bugünkü robot teknolojilerini, semâ yapan, ezan okuyan bu saatten almışlardır.

1887 yılında Japon İmparatoru'nun yeğeni Prens Komatsu   bir savaş gemisiyle İstanbul'a gelir. Abdülhamid  Han'a birtakım hediyeler takdim eder ve  Sultan ile görüşmelerde bulunur.

1889 yılında ise; Japon İmparatoru Meiji, İstanbul'a özel elçiler gönderir. Bu elçilerle birlikte; Sultan Abdülhamid Han'a  özel hediyeler ve bir de özel bir mektup gönderir. Gönderilen bu hediyeler içersinde; Japonya'nın en büyük nişanı olan, Büyük Krizantem Nişanı da vardır. Bu Nişan, Sultan Abdülhamid Han'a takdim edilir. Özel mektupta ise Japon İmparatoru, Abdülhamid Han'dan; "İslâm dini, ilim ve teknolojik gelişmeler, vakıflar, hayır kurumlar vs. konuları ile ilgili olarak kendilerine Japonca veya Fransızca olarak bilgiler," gönderilmesini rica eder.

Abdülhamid Han, konuyu Şeyhülislam Cemâleddin Efendi'ye  açar. Osmanlı'nın bilgi ve teknolojisi hakkında bilgi isteyen, deniz aşırı bir ülkeye, eli boş elçiler gönderilemezdi. İlk etapta; tezhipli bir Kuran-ı Kerim ve daha bir çok hediye, elçilerle  Japon İmparatoru'na gönderilir. Diğer bilgiler için de süre istenir.

Bu süre zarfında  Sultan Abdülhamid Han, Yeni Kapı Mevlihânesi saat sanatkârı, Musa Dede'yi Huzur'a çağırır. Musa Dede saat mekaniğini çok iyi bilen zattı. Sultan, Musa Dede'den; "çok iyi bir ekip kurarak, daha önce hiç yapılmamış, eşi benzeri olmayan, teknolojik bir saat yapmasını," ferman buyurur. Bunun üzerine Musa Dede, yedi kişilik bir ekip kurarak  çalışmalara başlar. " Daha önce hiç yapılmamış, dengi olmayan nasıl bir saat yapmalı ?" Diye derin düşüncelere dalar.

Birkaç gün sonra, Sultan Abdülhamid Han, çalışmalar hakkında bilgi almak için Musa Dede'yi Huzur'a çağırır. Musa Dede ve ekibinin çizdikleri projeleri inceler, ancak bunlardan tatmin olmaz. Çünkü Musa Dede'nin getirdiği çizimler, klasik saat örneklerinin değişik versiyonlarıdır. Huzur'da bulunan Derviş Dede'ye fikri sorulur. Derviş, kağıttaki çizimleri inceler ve şöyle der: "Bu saat Semâzen  şeklinde olsun. Her saat başı, kollarını açıp semâ etsin ve gong çalsın." Sultan Abdülhamid Han projeyi eline alır, dikkatlice inceler, tefekküre dalar ve dahiyane şu fikri söyler: "Hayır gong çalmasın! Ezan okusun. Öyle bir tertip yapın ki, saat başı ezan okusun," der. Kağıda birkaç ayrıntı çizerek Musa Dede'ye verir. Musa Dede, "Ferman Sultanımındır," diyerek düşünceli bir şekilde huzurdan ayrılır.

Guguklu, gonglu  ve değişik melodili saatler mevcuttu. Bunlar; körük ve mekanik düzenlerle halledilebilirdi. Ama ezan sesi, insan sesiydi. Bu nasıl yapabilirdi? Sultan'a, ' Efendim bu nasıl olur?' Demeden Huzur'dan çıkmıştı. Musa  Dede, bu düşüncelerde sahafları dolaşırken, Fakir Dede'ye rastlar. Fakir Dede  Melâmi Mevlevî  Meşreb bir zattı. Musa Dede, konuyu gizlice Fakir Dede'ye açar. Fakir Dede, Musa Dede'yi neşeye boğan şu bilgileri vermişti: Frenk icadı Gramofondan ilham alınabilir. Edison 1877 yılında fonograf cihazını bulmuştu. Ses kaydı yapan  bu cihazı önerir. Gramofonun  1887  yılının 20 Eylülü'nde Emil Berliner tarafından patenti alınmıştı. Yani ezan okuyan saat yapmak mümkündü.

Hemen çalışmalara başlandı. Kısa bir süre sonra, Semâzen şeklinde, normal bir insan boyuna yakın, saatli bir robot yapıldı. Robotun özellikleri şu şekilde idi: Kaideye oturtulmuş gövdesi; saat başı semâ ediyor, bu esnada kollarını açıyor, gümüş levhalardan yapılmış etekleri açılıyor ve aynı anda ezan okuyordu. Etek kısmının üstündeki mazgallardan ezan sesi geliyordu. Öyle bir mekanizma kurulmuştu ki, tüm bunları yaparken yarım metre yürüyor, hem dönüyor ve ezan bitince de tekrar yarım metre geri giderek yerine dönüyor; kollarını ve eteklerini indiriyordu.  Robot'un tamamı gümüş ve altın kaplamadan yapılmıştı. Robot'un arka kısmında kurma yeri mevcuttu ve yedi günde bir kuruluyordu.

Robot'u Sultan Abdülhamid Han'a gösterdiklerinde, Sultan çok beğenmiş ve biraz da şaşkınlıkla; "bunun ismi ALÂMET olsun. Bu tam bir ALÂMET," demişti.

Alâmet'in, gövdesinin boyun kısmına yakın yerinde; altın işlemeli ay-yıldız, eteğindeki mazgalların altında ise, Osmanlı Devlet Arma'sı bulunuyordu. Sağ kolunun altında ise, bu projede yer alan ustaların baş harfleri yer almıştı.

Sultan Abdülhamid Han;  asrın harikası, sanat ve teknoloji eseri olan, ezan okuyan bu robotu, Ertuğrul Firkateyni ile Japon İmparatoru'na, özel bir mektup, başka hediyeler ve nişanlar ile beraber göndermişti.

Firkateyn'in, kafile Başkanı Albay Osman Bey, gemi komutanı da Yarbay Ali Bey'di. Temmuz 1889 yılında İstanbul'dan yola çıkan gemi, 7 Haziran 1890 tarihinde Japonya'nın Yokohoma limanına varmış ve Japon Hanedanınca  görkemli bir tören ile karşılanmıştır.

Şimdi, bu Alâmet isimli ezan okuyan saatin varlığı bugüne kadar niye bilinmedi? Biraz bu konuyu irdeyelim: Japon elçiler İstanbul'a gelip, Sultan Abdülhamid Han'a Japonya'nın en büyük nişanı olan Krizantem'i verdiklerinde, mukabiliyet  esasına göre, kendilerine Abdülhamid Han'ın da, Osmanlı Devlet'i adına Japon  İmparatoru'na bir nişan verip vermeyeceği sorulur. Bunun üzerine Ertuğrul Firkateyni ile ; Osmanlı Özel Nişanı ve yanında diğer hediye ve nişanlar,  Osman Bey tarafından  Japon İmparatoru'na takdim edilir.

Tarih kitapları ve Osmanlı arşivlerinde bu olaylar belgelerle sabittir. Fakat bilinmeyen konu şudur: Peki Alâmet isimli, ezan okuyan, saatli robottan neden hiç söz edilmez! Bu işin sırrı da şudur: Belgeler de şöyle der: "Osmanlı nişanları, hediyelerle beraber Japon İmparatoru'na takdim edilmiştir." Bu kısımlar Japonlara ait belgelerde ise şu şekilde mevcuttur: " Osmanlı Devleti adına, Sultan Abdülhamid Han'ın elçileri, Osmanlı nişan ve hediyelerini Japon İmparatoru'na sunmuşlardır." İşin püf noktası, Alamet'ten bahsedilmemesinin  sırrı burada saklıdır. Şimdi lütfen dikkat buyurun: Osmanlıca, Alâmet  demek, nişan, işaret demektir.Yani ALÂMET kelimesinin Osmanlıca lügat  karşılığı NİŞAN'dır. İşte sır budur. ALÂMETTEN;  NİŞANLAR VE HEDİYELER olarak kayıtlarda bahsedildiğinden, Alâmet adeta kamufle olmuştur. Yani bilerek bir  saklama yoktur. Bugüne kadar tarihin tozlu sayfalarında saklı kalmış bir hakikat böylece  ilk defa gün yüzüne çıkmış oldu.

Fakat yine de akıllara bazı soru işaretleri gelebilir? Meselâ, Japonlar niye bu robot (Alâmet) gerçeğini ifşa etmemişlerdir? Bu soruya şöyle yanıt bulunabilir: O dönemlerde Japon Hanedanlığı karışıklıklar yaşıyordu. Saraylar ve bazı özel hediye mekânları yağmalandı, soyuldu. Alâmet o karışık dönemde, bu soygunlar esnasında birinin eline geçmiş olabilir. Bir başka soru işareti ise; O dönemlerdeki saat firmaları acaba Alâmet'ten ilham almış olabilirler mi? Mesela, Seikosha  saat fabrikası 1892 yılında kurulmuş, 1899 yılında ilk alarmlı saati piyasaya sürmüştür. 1881 yılında Kintaro Hattori tarafından Seiko Co limitet şirketi kurulmuştur. Soru şudur: Acaba Alâmet bu saatlere ilham olmuş mudur? Acaba Alâmet'in üzerinde bulunan 7 ustanın baş harfleri bir şeyler ifade ediyor mudur? Ezan okuyan saatlerin menşeinin Japonya olmasında  acaba ne kadar Alâmet'in etkisi vardır? Bilinmez ama bilinen bir şey varsa; ilk ezan okuyan ve robot sayılabilecek saati dünyada ilk defa Sultan Abdülhamid Han sahneye çıkarmıştır.

SIRDAŞ, Alâmetle ilgili olarak Sultan Abdülhamid Han'a tarihi bilgileri okur, ve Kara Kaplı'ya kaydeder. Sultan Abdülhamid Han'da; "bu teknolojinin daha da geliştirilmesi gerektiğini vurgular."

Alâmet'in tek resmi; muhtemelen  YILDIZ yağmasında yanmış olup, deforme olmuş haliyle geride kalkan parçasına baktığımızda; bu projede görev alan ustalardan biri elinde kurma kolu ile görülmekte, yanında ise Alâmet bulunmaktadır.Resmin üzerinde, silinmiş Osmanlıca yazılar ve bir köşesinde silinmiş Japonca harfler yer almaktadır.

Şunun bilinmesinde fayda vardır; robot teknolojisi çoğunun bildiği gibi, yeni bir teknoloji değildir. 1900 yılların başında yayınlanan Osmanlıca gazetelerin birinde: Robotları kullanarak dünyayı ele geçirilmeye çalışılacağı ve bu yönde çalışmaların olduğu yazılmaktadır.

İslâm bilginleri, robot diye tabir edilen çalışmaları asırlar önce yapmıştır. Fakat bilinen ve işlevi olan ilk robot ALÂMETTİR. Robot terimi, önceden programlanmış komutları yerine getiren mekanik vs. cihaz demektir.Çok azı insana benzer.

Bu vesile ile Ertuğrul Firkateyni şehitlerinin aziz ruhlarına El-Fatiha.

Oktan Keleş

oktankeles@gmail.com

alıntıdır

27 Haziran 2009 Cumartesi

Mindset Üzerine

48 YIL SONRA OTOMOBİL'DE İLK "DEVRİM" 

İlk Türk otomobili Devrim`den tam 48 yıl sonra bu kez Türk tasarımı çevreci bir otomobile imza atıldı. Ünlü tasarımcı Murat Günak`ın geliştirdiği hibrid otomobil Mindset`i Türkiye`de üretmek için sürdürdüğü çalışmalar meyvesini verdi. 

Yaratıcı Türk Murat Günak girişimci genlerinin etkisiyle 400-500 milyon euroluk yatırım desteği için Başbakan Erdoğan'la görüştü. Günak'ın yanında İsviçreli ortağı Lorenzo Schmid de vardı. 


PROJE YATIRIMCISI TÜRK OLACAK 

Otomobildeki Türk devrimine finans sağlayacak olan yatırımcının Türk olması konusunda anlaşıldı. Yatırımcılar arasında Volkswagen`i Türkiye`de yatırıma ikna etmeye çalışan Doğuş Grubu'nun başarılı Başkanı Ferit Şahenk de bulunuyor. Bir aksilik çıkmazsa yatırımcı sayısı 4 olacak. 


VW'DEN AYRILIP KENDİ MARKASINI YARATTI 

VW Grubu Tasarım Başkanlığı`ndan ayrıldıktan sonra İsviçre`de kendi markasını yaratmak için çalışmaya başlayan Murat Günak, Mindset adını verdiği hibrid aracı üretmek için yatırımcı arıyordu. 

SABAH gazetesinde çıkan haberler üzerine harekete geçen Yatırım Ajansı, TAYSAD ve İhracatçılar Birliği, Murat Günak`la temasa geçti. Murat Günak`ın da Mindset`i Türkiye`de üretmeye sıcak bakması, çalışmayı hızlandırdı. Günak`ın Mindset`i anavatanında üretmeyi istediğini söylemesinden etkilenen Başbakan Erdoğan, rahatsızlığına rağmen özel araçla üstü kapalı olarak getirilen Mindset`in direksiyonuna geçip sır gibi saklanan projeyi tüm dünyaya duyurdu. Başbakanlık resmi konutu etrafında tur atan Erdoğan, teknoloji harikası otomobili oldukça beğendi, motorun çok sessiz çalıştığını söyledi.


7 SANİYEDE 100 KM HIZ 

Türk tasarımcı MURAT GÜNAK`ın tasarladığı hibrid (hem elektrikli hem de benzinli motorla çalışan otomobil) motorlu araç; 7 saniyede 100 kilometre hıza ulaşabiliyor. 100 beygir gücünde motora sahip Mindset`in aküleri, frene basıldığında dolmaya başlıyor. 

Dolu aküsüne ek olarak benzinli motor desteğiyle yol alabilen Türk hibrid'i Mindset tek şarjla 800 kilometre yol yapabiliyor. 

İsteğe bağlı olarak 26 beygir gücünde iki silindirli benzinle çalışan portatif motorla desteklenebiliyor. Mindset, güneş enerjisi ile giderken arka stop lambası yeşil renkte yanıyor. Fiyatının 50 bin Euro civarında olması beklenen elektrikli otomobil, 800 kg ağırlığa sahip. İlk etapta yılda 10 bin adet üretilmesi planlanıyor. 



TÜRK'ÜN ADINI DUYURACAK 

Otomobilin maksimum hızı saatte 140 kilometre. Bu arada Devlet Bakanı Çağlayan da, `Türkiye açısından dünyanın çok önemli yatırım ve markası olacak, dünyaya Türk adını, Türk imajını duyuracak`` dedi. Çağlayan, otomobili Türk sanayicisinin Anadolu`daki KOBİ`leriyle beraber üreteceğini söyledi. 



MINDSET'İ TÜRKİYE İÇİN YAPTIM 

Murat Günak tasarımın 2 yıl sürdüğünü belirterek, `Beyefendiye gösterdik. Bizim için çok büyük bir gün. Mutlu bir şekilde geri dönüyoruz`` dedi. 

Mercedes, Volkswagen ve Peugeot firmalarında tasarım başkanı olarak çalıştığını anımsatan Günak, bu aracı Türkiye için yaptığını söyledi. Günak, Başbakan`ın çok mutlu olduğunu ifade ederken de `Baksanıza araçla dışarıya çıktı`` dedi. 



SERİ ÜRETİM OLACAK MI? 

`Aracın seri üretiminin yapılıp yapılamayacağı`` sorusu üzerine ise Günak, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan`ı işaret ederek, `Beyefendiye sormalı`` dedi. Geçen hafta sonu İstanbul`a gelen Günak, Devrim Arabaları filmini de izledi. 



İLK DEVRİM AĞLATTI 

Mühendislerin verdiği mücadeleden etkilenen Günak, filmin sonunda gözyaşlarına hakim olamadı ve hüngür hüngür ağladı. 

Mindset'te Güvenlik: 

Kaynaklanmış alüminyum profillerden oluşan bir yürüyen aksam destekleyici öğeleri sağlıyor. Bu yürüyen aksama harici kaplamaları oluşturan elyafla güçlendirilmiş, plastik bileşenler takılmış. Güvenlik içeren yolcu bölmesi yürüyen aksamın bir parçası ve bütün yolcu kısmının etrafını saran son derece katı bir konstrüksiyondan oluşuyor. Dahası, kapılardaki ve aracın üzerindeki güçlendirici profiller ve öndeki hava yastıkları yolcuların güvenliğini arttırıyor. 

Mindset'te sınırısz seçenek: 
Örnek vermek gerekirse, yol kapsamını artırmak için kullanılabilecek, ihtiyaç duyulmadığında garajda bırakılabilen bir menzil uzatıcı güneş panelleri, ayrıca ayarlanabilen, özel amaçlar için, örneğin golf çantaları, giysiler, alışveriş, köpekler vs. için gereken ekstra girintilere ve eklere sahip bir iç hacim bunların arasında sayılabilir. 



PEKİ BU AŞAMAYA NASIL GELİNDİ 

Küresel ekonomik krizin vurduğu otomobil sektöründe dev şirketler birer birer batarken, Murat Günak bu olumsuzlardan etkilenmemeye çalışarak hayalini gerçekleştirmek uğruna çabaladı. Dün tanıtılan projeye destek verense İsviçreli yatırımcı Sprit Avert`in patronu Lorenzo Schmid oldu. 

Toplam 250 milyon euro yatırım yapılan Mindset bu yılın ikinci yarısında satışa çıkacak.

alıntı

Rapidshare'e Ceza: 24 Milyon Euro

Dosya paylaşımı konusunda en popüler hizmetlerden biri olan RapidShare, yakın zamanda Alman telif hakları koruyucusu organizasyon olan GEMA'nın şikayeti ile mahkemeye verilmişti. GEMA, RapidShare'in hizmetlerini kullanan korsanları telif hakları korunan eserleri yasa dışı olarak site üzerinden paylaştığını ve RapidShare'in bu konuda ciddi önlemler almayarak, adeta buna çanak tuttuğunu iddia ediyordu.


Mahkeme nihayet sonuçlandı.

GEMA'nın şikayette bulunduğu 5000 müzik parçasının telif haklarını korumadığı gerekçesi ile RapidShare'e tam 24 milyon Euro ceza verildi. Alman kanunlarına göre internet üzerinde telif haklarını koruma görevi sanatçıların değil, servis sağlayıcıların. RapidShare de bu görevini yerine getirmediği gerekçesi ile ceza aldı.


Michael Jackson: 1958 - 2009


Michael Joseph Jackson (d. 29 Ağustos 1958 – ö. 25 Haziran 2009) “Pop’un Kralı” olarak tanınan Afro-Amerikalı şarkıcı, müzisyen, besteci, söz yazarı ve pop yıldızı.

Jackson Ailesi'nin dokuz çocuğunun yedincisi olarak dünyaya gelen Michael Jackson, babasının kurduğu Jackson 5 grubunda 1971 yılında henüz 11 yaşındayken müzik yaşamına atılmıştır.[a] Daha sonra Off the Wall (1979), Thriller (1982), Bad (1987), Dangerous (1991), HIstory (1995) gibi milyonlarca satan solo albümlere imza atan Jackson, büyük bir şöhret kazanmış ve “Pop’un Kralı” (İngilizce: The King of Pop) olarak anılmaya başlanmıştır. Guinness Rekorlar Kitabı'na da giren Jackson, özellikle son yıllarda bazı sağlık sorunları ve skandallarla gündeme gelmiştir.

Üç çocuk babası olan Michael Jackson, 25 Haziran 2009 günü Los Angeles'taki evinde geçirdiği rahatsızlık sonucu koma hâlinde hastaneye kaldırılmış fakat kurtarılamamış ve kalp durması nedeniyle 50 yaşında hayatını kaybetmiştir.


Michael Jackson'da 1980'li yıllarda fiziksel değişiklikler görülür. Kahverengi olan teninin açılarak beyazlaşması gibi bazı değişiklikler olmuştur. Michael Jackson'da vitiligo hastalığı vardır. Bu hastalık Dünya üzerindeki zenciler arasında milyonda bir oranında görülmektedir. Bu hastalığa ilk yakalandığı dönemlerde beyaz lekelerin oluştuğu bölgeleri koyu renk makyajla kapatmıştır. Daha sonra hastalık sebebiyle vücudunun büyük bir kısmı beyazlayınca koyu bölgeleri de açık renk makyajla kapatmaya çalışmıştır. Bu hastalığın teşhisi kendisine ilk olarak 1981 yılında konmuştur. Bu hastalık en çok yüzüne vurmuştur. Yüzü beyazlamış, burnunun üstünde bir leke oluşmuştur.

Çocukluk ve gençlik yılları

29 Ağustos 1958 tarihinde, Amerika'nın Indiana eyâletinin, Gary şehrinde doğdu. Dokuz çocuklu bir ailenin yedinci üyesi olarak dünyaya gelen sanatçının tam adı, Michael Joseph Jackson'dır. Şarkıcının fabrika işçisi olan babası, Joseph Jackson, müziğe tutku derecesinde bağlıydı ve boş zamanlarında gitar çalıyordu. Eşi Katherine (Scruse) ile evlenip kalabalık bir aile haline geldikten sonra, bu ilgisini çocuklarına da aşıladı.

60'lı yılların başlarında büyük erkek kardeşleri, Jackie, Tito ve Jermaine, babaları tarafından organize edilen "The Jackson Brothers" adında bir grup kurarak, kulüplerde şarkı söylemeye ve yarışmalara katılmaya başladılar. Jackson'un sahip olduğu ses ve dans yeteneği, kısa zamanda fark edildi. Henüz yaşı küçük olmasına rağmen, özellikle solo şarkılardaki performansı nedeniyle, 1964'de, diğer kardeşi Marlon'la birlikte gruba dahil edildi. Artık beş üyeden oluşan kardeşler, grubun adını "The Jackson 5" olarak değiştirdi.

1968'e kadar geçen süreçte, amatör çalışmalarına gece kulüplerinde ve barlarda devam eden grup, Harlem-New York'ta bulunan Apollo Tiyatrosu'nda düzenlenen bir yarışmada birinci gelerek,[16] dönemin en ünlü R&B plak şirketi Motown'ın kurucusu Berry Gordy'nin dikkatini çekti. 1968'te Motown'la imzaladıkları sözleşmeden sonra Kaliforniya'ya taşınan grubun yıldızı hızla parlamaya başladı.

Söz konusu şirketten Suzanne de Passe’ın menajerliğinde çıkan ilk dört tekli, "I Want You Back", "ABC", "The Love You Save", "I'll Be There" listelerde bir numaraya oturdu. O-Jays grubu ve James Brown gibi soul müziğin önderlerinin izinden giden The Jackson 5, 70'lerin başında zenci pop ve soul vokal gruplarının dünya çapında bir numaralı temsilcisi haline gelmişti. Michael Jackson ise, bu yeni müzik tarzını kendi içerisinde, dansıyla birlikte harmanlayarak, özgün bir tarza dönüştürecek, kendi kulvarında yalnız koşacaktı. Grubun bu hızlı yükselişinden sonra, güçlü sesiyle, farklı dansıyla oldukça sivrilen ve öne çıkan Michael Jackson, 1971-1976 yılları arasında halen The Jackson 5'a bağlı olarak, yine Motown'dan, "Got To Be There", "Ben", "Music and Me" ve "Forever Michael" adlı ilk solo albümlerini çıkardı. Artık Jackson için bireysel kariyerin önü açılmıştı.

Walt Disney Pictures tarafından, 1971'de grubun çizgi filmi yapıldı ve yayına verildi. Ününü tüm dünyaya duyuran Jackson kardeşler, uluslararası konserler serisine 1972'de İngiltere'den başladılar ve gittikleri her yerde kapalı gişe yaptılar. Bu dünya turnelerinde Commodores ve Lionel Richie, The Jackson 5'ın alt grupları olarak sahneye çıkmıştı. 1973'den itibaren grubun satış rakamlarının düşme eğilimi göstermesiyle birlikte, Motown kontrolü ele alarak, bundan böyle şirket tarafından seçilecek şarkıların seslendirilmesi konusunda Jackson'lara baskı yapmaya başladı. Sıkıntılı günler geçiren grup, 1976'da şirketten ayrılma kararı alarak, Epic Records'la sözleşme imzaladı.

Bu gelişmeden sonra Motown, Jackson'lar aleyhine, sözleşmeyi ihlal etmek savıyla dava açtı. Aynı yıl, grubun bilgisi olmaksızın "The Jackson 5 Anthology" adıyla karışık bir albüm yaparak piyasaya sürdü. Bu gelişme iplerin iyice gerilmesine neden oldu. Şirketin sahibi Berry Gordy'nin kızıyla evli olan Jermaine Jackson, taraflar arasındaki bu ihtilaftan dolayı, gruptan ayrılarak Motown'da kaldı. İsim hakkını kaybeden Jackson kardeşler ise, Jermaine'in yerine en küçük kardeşleri Randy'i gruba dahil ederek, The Jacksons olarak ismini değiştirdi. Yenilenen grup için artık yeni bir dönem başlıyor; Michael ise zirveye doğru koşar adım ilerliyordu. The Jacksons kısa zamanda toparlandı ve 1976 - 1984 yılları arasında, ağırlıklı kendi parçalarından oluşturdukları albümler ve teklilerle kariyerlerinde yükselmeye devam etti. Yeni şirketlerinden altı yeni albüm çıkaran grubun, 1978'deki Destiny çalışması neredeyse patlama yaptı ve Jackson kardeşlerin en başarılı albümleri arasında yer aldı.

Bu albümün Michael için de ayrı bir önemi oldu. Çünkü kendi bestelediği şarkılar, dünya çapında büyük beğeni topladı ve grubun klasikleri arasına girmeyi başardı. Böylece Michael'ın "beste yapabilme" gibi başka bir yeteneği daha ortaya çıkmış oldu. Söz konusu albüm iki milyondan fazla satarak, grubun ve özellikle de Michael'ın ününe ün kattı.

Discografisi

1971: Got to Be There
1972: Ben
1973: Music and Me
1975: Forever, Michael
1979: Off the Wall (Dünya Çapında 20 milyon Satış)
1982: Thriller (Dünya Çapında 109 milyon Satış)
1987: Bad (Dünya Çapında 30 milyon Satış)
1991: Dangerous (Dünya Çapında 30 milyon Satış)
1995: HIStory (Dünya Çapında 18 milyon (36 milyon) Satış)
2001: Invincible (Dünya Çapında 10 milyon Satış)

Saygıyla Anıyorum.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Manowar Üzerine

Manowar 1980’in sonunda New York Auburn de doğdu. Başlangıçta Joey DeMaio Black Sabbath için bass ve sahne ateş sistemleri teknisyeni olarak çalışıyordu. 

Sabbath İngiltere de New Castle City Hall’da bir gösteride çalarken Joey Manowar’un gerçek gitaristi Ross The Boss’la tanıştı. O sırada Ross The Boss, Sabbath destekli bir grup olan Shaking Street için çalıyordu. Her ikisi de içlerindeki bu metal sevgisini paylaştıkları için ManOwaR fikrinde birleşmeleri uzun sürmedi. Daha sonra metalin en büyük sesi olan Eric Adams ve baterist Donny Hamzik’i bulduktan sonra Manowar ilk albümleri olan BATTLE HYMNS’ı çıkardı. 

Manowar yeni bir firmayla anlaştığında kayıt kontratlarının imzasını kanla attılar( böylece bir ilke daha imza atmış oldular). İkinci albümleri INTO GLORY RIDE da göze çarpan en önemli şey bagetleri müthiş bir şekilde kullanan Scott Columbus oldu öyle ki Scott’un korkunç vuruşları karşısında standart bateriler dayanmıyor, paramparça oluyordu, bu yüzden özel yapım paslanmaz çelik baterilere ihtiyaç duydular. 


Altı günde kayıtları ve miksleri hazırlandı, Manowar’un üçüncü albümü HAIL TO ENGLAND adını taşıyordu. Bu albüm gruba Great Britain turnesinin haberini veriyordu.Vikinglerin 878’de kuzey İngiltere yi işgalinden beri böyle büyük bir güç görülmemiştir. Dördüncü albümleri SIGN ON THE HAMMER’in desteği ile grup SPECTACLE OF MIGHT adlı turnelerinde her yeri ezip geçerken bütün Avrupa Manowar’ın sesini duymuştu bile. Bu olaydan sonra Manowar dünyanın en yüksek sesli grubu olarak Guinnes rekorlar kitabına geçti. 

SIGN OF THE HAMMER’in hemen ardından grup FIGHTING THE WORLD isimli albümü piyasaya sürdü. Manowar bu albümlerinde bütün Avrupa da fırtınalar estirdiler. Manowar bu sel gibi sürüyü tatmin edebilmek için daha vahşi, daha gürültülü ve daha sert çalıyor, hayranları sahnede onlarla birlikte şarkı söylüyor hatta gitar çalmaya bile davet ediliyordu. 

Grubun bir sonraki albümü KINGS OF METAL geniş hayran kitlesi tarafından grup üyelerine adanmıştı. Grup The Crown And The Ring parçasını 100 kişiden oluşan kilise korosuyla birlikte yapılan kaydı için Birmingham daki st.Paul katerdraline gitti. Bu görkemli yapıtta KINGS OF METAL daki diğer parçalarında olduğu gibi tam bir orkestranın özelliği vardı. Bu dönüm noktası olan kaydın ispatı için tam iki turne gerekti. Hayranları grubun yeni takdimi için tam 4 yıl bekledi. Bu zaman zarfı içinde Manowar New York ta kendi stüdyosunu kurdu, bu stüdyo ya besteci Richard Wagner’in evinden sonra Haus Wanfried adı verildi. Ordan grubun yedinci albümü THE TRIUMPH OF STEEL çıktı. Bu albümde 70 dakikalık metal gücünü duymak mümkündü. Homer’in The Illiad adlı eserinden esinlenerek yapılan Achilles Agony And Ectasy isimli şarkı tam 28 dakika sürüyordu. THE TRIUMPH OF STEEL albümü Almanya da listelere 39 numaradan giriş yaptı ve hiçbir single veya klip yayınlanmadan 8 numaraya kadar çıktı. Albüm Yunanistan da piyasaya sürüldüğünde Manowar hayranları yeni CD’yi ilk dinleyenler arasına girebilmek için Atinadaki en büyük müzik mağazasına hücüm ettiler.THE TRIUMPH OF STEEL albümüne talep o kadar çoktu ki aceleyle piyasaya daha fazla kayıt sürüldü. Atinadaki ilk konserlerinde grup 15.000 metal manyağına karşı çaldı. 

Manowar sözlerinde bir çok konuyu işler, bunları kabaca sınıflandırırsak şöyle bir sonuç elde edebiliriz: 

-Savaşlar/Kahramanlık: Grubun en çok işlediği konudur. Eski zamanlardaki savaşları anlatan grup, bu şarkılarıyla coşturucu bir hava yaratmaya çalışır. Günümüzdeki kitlesel savaşlara hiç değinmeyen grubun, eski zamanlardaki bireysel savaşları anlatmasının nedeni, bireyin hayata karşı verdiği mücadeleye dikkat çekilmesinin istenmesidir. 
Şarkılar: Manowar, Dark Avenger, Battle Hymn, Gates of Valhalla, Hatred, March for Revenge, Blood of my Enemies, Kill with Power, Hail to England, Thor, Mountains, Sign of the Hammer, The Oath, Violence and Bloodshed, Defender, Black Wind Fire and Steel, Heart of Steel, The Crown and the Ring, Kingdom Come, Hail and Kill, Warrior’s Prayer, Achilles Agony and Ecstacy, Ride the Dragon, Spirit Horse of Cherokee, Burning, Power of thy Sword, Courage, Outlaw, King. 

-Mistik Öğeler: Manowar belli bir inanca bağlı olmadan bir çok mistik öğeyi şarkılarında kullanmaktadır. 
Şarkılar:Gates of Valhalla, Revelation, Each Dawn I Die, Bridge of Death, Guyana, Ride the Dragon, Demon’s Whip, Spirit Horse of Cherokee, My Spirit Lives on, Power. 
Ayrıca Master of the Wind ve Kingdom Come parçalarında grup ölümü anlatmaktadır. 

-Heavy Metal / Sahte Metale Karşı Mücadele: Şarkılarında Heavy Metal’ı yücelten ve sahteciliği yeren, Heavy Metal’in para kazanmak amacıyla yapılmamasını vurgulayan grup, «Sahte Metale Ölüm» sloganıyla sahte metale karşı savaş açmıştır. Ayrıca dinleyicilerine olan saygısını hiçbir zaman yitirmeyen grup, bazı şarkılarını dinleyicilerine adamış ve onların büyüklüğünü anlatmıştır. 
Şarkılar: Metal Daze, Manowar, Secret of Steel, Gloves of Metal, Army of Immortals, Black Arrows, All Men Play on 10, Fighting the World, Blow your Speakers, Carry On, Holy War, Kings of Metal, Blood of the Kings, Metal Warriors, Brothers of Metal, The Gods Made Heavy Metal, Number One, Today is a Good Day to Die, Warriors of the World 

-Motosiklet: Grup, tam dört albümünün açılış parçalarında bu konuyu işlemiştir. 
Şarkılar: Death Tone, Warlord, Wheels of Fire, Return of the Warlord. 

-Sex: Grup sadece üç parçasında bu konuyu işlemiştir. 
Şarkılar:Animals, Pleasure Slave, Lady Marmelade. 

-Toplumsal Sorunlar: İlk albümünde birkaç şarkıda bu konuya yer veren grup, diğer albümlerinde bu konuya fazla değinmemiştir. 
Şarkılar:Fast Taker, Shell Shock. 

Manowar’un adı ise Man Of War tamlamasından geliyor. Joey de Maio’nun bu konudaki açıklaması ise, hayatın her zaman bir savaş olduğu yönünde. Ayrıca Manowar eski bir savaş gemisi türü… 
Son albümü olan GODS OF WAR klasik Manowar ezgilerinden sapmamış vahşi, gürültülü ve iç gıcıklıyıcı özelliklerini barındırıyor…


Grup Üyeleri :

* Eric Adams

* Joey DeMaio

* Karl Logan

* Scott Columbus

Eski Üyeleri:

Ross The Boss (1980-1988)
David Shankle (1989-1993)
Karl Kennedy (1980)
Donny Hamzik (1981-1982)
Kenny Earl (Rhino) (1992-1995)

Albümleri: 

Battle Hymns (1982)
Into Glory Ride (1983)
Hail to England (1984) (reportedly recorded in only 6 days)
Sign of the Hammer (1984)
Fighting the World (1987) - Gold in Germany
Kings of Metal (1988) - Gold in Germany
The Triumph of Steel (1992) - Gold in Germany
Louder Than Hell (1996)
Warriors of the World (2002) - Gold in Germany
Gods of War (2007)
Hammer of the Gods (upcoming, 2009)


Canlı Performans Albümleri:

Hell on Wheels (1997)
Hell on Stage (1999)
Gods of War Live (2007)

Toplama Albümleri:

Manowar Kills (1992)
The Hell of Steel: Best of Manowar (1994)
Anthology (1994)
The Kingdom of Steel (1998)
Steel Warriors (1998)


Single/EP'ler:

"Defender" (1983)
"All Men Play On Ten" (1984)
"Blow Your Speakers" (1987)
"Herz Aus Stahl" (1988)
"Metal Warriors" (1992)
"Defender" (1994)
"Return of the Warlord" (1996)
"Courage" (1996)
"Courage Live" (1996)
"Number 1" (1996)
"Live in Spain" (1998)
"Live in Portugal" (1998)
"Live in France" (1998)
"Live in Germany" (1998)
"Warriors of the World united" (2002)
"Warriors of the World united Part 2" (2002)
"An American Trilogy/The Fight for Freedom" (2002)
"The Dawn of Battle" (2002)
"King of Kings" (included in "Hell on Earth Part IV") (2005)
"The Sons of Odin" (First EP) (2006)
"Die with Honor" (2008)
"Thunder In The Sky" (2009)


Kaset ve DVD'ler:

Secrets of Steel (VHS) (1993)
Hell on Earth Part I (DVD) (2001)
Fire and Blood (DVD) (2002)
Warriors of the World united (Mini DVD/CD) (2002)
Hell on Earth Part III (DVD) (2003)
Hell on Earth Part IV (DVD) (2005)
The Day the Earth Shook - The Absolute Power (DVD) (2006)
Magic Circle Festival Volume 1 (DVD) (2007)
Magic Circle Festival Volume 2 (DVD) (2008)

Türk Olmak

Amerika´da yaşayan bir Türk vatandaşı olan Türkiye´nin ABD Seattle Fahri Konsolosu olan Sn. J. Ufuk Gökçen bu yazıyı yazmış bende paylaşmak istedim.

Aslında çok şeydir, Türk olmak. Türk olmak, Osmanlı´nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi. Kosova´da ve Bosna´da, Batı Trakya´da ve Makedonya´da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir. 

  
Türk olmak, Kıbrıs´ta, Hocalı´da, Anadolu´da ve Balkanlar´da soykırıma uğrayıp karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır. Türk olmak , faşist olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığında demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sövüldüğünde… Türk olmak, lisanının Avrupa´da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktır. Avrupa´da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir çok asır önce Viyana´yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir, tabii ki - sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana´yı yakmadığın için. 
  
Türk olmak, Selanik´te Pontus Anıtı´nın, Viyana´da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta´da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir. Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da Türk olmaktır. 
  
Türk olmak, Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icat edildiği, her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir. Türk olmak; Truva´dan bu yana, Sümer´den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır. Doğu Roma´yı da Batı Roma´yı da yıkıp yeni Roma olan AB´ye girmeye çalışmaktır, Türk olmak. 
  
Türk olmak, Mostar´da köprüdür, Kerkük´te kaledir, İstanbul´da Kızkulesi´dir, Anadolu´da buğdaydır, Çukurova´da pamuktur, Ege´de tütün, Karadeniz´de fındık, Trakya´da ayçiçeğidir. 

Türk olmak, Çanakkale´de ölmektir. Çanakkale´de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır. Düşmanın ardından rahmet okumak, anlısından helallik almaktır. Sabahları odana rahmet dolsun diye, cami açmaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır. 
  
Türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır. Türk olmak, askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak, annenin şehit oğlunun ardından ´Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim´ demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken ´Vatan sağ olsun!´ demesidir. 
  
Türk olmak, ´Türk çayında radyasyon olmaz!´ yalanları ile ´Gusül abdesti alana AIDS bulaşmaz!´ diyenler ile yaşamaktır. Her hükümetin enkaz devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır. Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. Ayni nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına saygıdır. 
  
Türk olmak, evindeki bir kap aşın yarısını Tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır, Türk olmak. Türk olmak, milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık´a, Belgin Doruk´a aşık olmaktır. Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir. En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkıyaya türkü yakmaktır, Türk olmak. Milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak. 
  
Türk olmak, Yunus´u bilmektir, Aşık Veysel´i sevmektir. Mevlana´yı, Haci Bektaş-i Veli´yi ve Hoca Yesevî´yi tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır. Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü´nde... Hayatın sana verdiklerine ´Nasip´, vermediklerine ´Kısmet´ demektir. Her işin ´Hayırlısına´ inanmaktır ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir. 
  
Türk olmak, Asya´da batılı, Avrupa´da doğulu diye tepki görmektir. Irk sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradan´dan ötürü sevmektir. Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir. Türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir. Tavla oynarken bile kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir. 
  

Türk olmak, buhran zamanında Arjantin´de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sıraya girerek, sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir. Türk olmak, en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir. Zor iştir Türk olmak. Türk olmak Anadolu´da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir. Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu´da dik durabilmektir.

Yrd.Doç.Dr.Birol ERTAN'a, eski Büyükelçi Türkekul Kurttekin'e, J. Ufuk Gökçen'e ve bu yazıyı okumamı sağlayan Eda Öngül'e teşekkürler

19 Haziran 2009 Cuma

Arabanıza biner binmez klimayı açmayın!


Arabanıza bindikten sonra lütfen camları açıp aracı havalandırın ve hemen klimayı açmayın. Yapılan bir araştırmaya göre, arabanın gösterge paneli, koltuğu ve hava temizleyicileri gibi parçalar Benzen yayar, Benzen kansere sebep olan bir zehirdir. Arabanız içinde ısınmış plastiklerin solunması Benzen'den zehirlenmenin temel sebebidir. Kansere ilave olarak, kemiklerinizi zehirler, kansızlığa ve lösemiye sebep olur. Kanser riskinin artması ayrıca hamile bayanlarda düşüğede neden olabilir.

İç mekanlarda (kapalı ortamda) kabul edilebilir Benzen seviyesi her (0,093m2) sq.ft'de 50mg dır. Pencereleri kapalı park etmiş bir arabanın içinde 400-800mg Benzen içermektedir. Fakat 60 F (15,5 C derece) derece üzerinde bir sıcaklıkla güneşin altında park ettiyseniz Benzen seviyesi 2000-4000 mg üzerine çıkar. Bu da kabul edilebilir seviyenin 40 katıdır. Ve araba içine giren insanlar bu aşırı miktardaki zehiri çaresiz bir şekilde içine çekerler.


Arabanın içine girmeden önce camların açılarak içerdeki havanın dışarıya çıkmasına zaman verilmesi önerilir. Benzen böbrek ve karaciğeri etkileyen bir zehirdir ve bu zehirli maddenin vücudunuz tarafından dışarı atılması çok zordur.

17 Haziran 2009 Çarşamba

4G'nin Getireceği yenilikler

Mobil cihazlarda yüksek çözünürlüklü video devri 4G ile açılacak. İşte 4G'nin getirecekleri.

Ağ donanım sağlayıcılarından Cisco'nun yaptığı açıklamaya göre 4G servisleri kimi şirketlerin video uygulamalarının sonu olacak. Cisco Uluslararası Servis Sağlayıcısı Pazarlama Müdürü Suraj Shetty geçen hafta yaptığı bir söyleşide "şirketlerin yüksek-hızlı kablosuz geniş bant teknolojileri olan WiMAX ve LTE'nin, yüksek çözünürlüklü videoların mobil cihazlarda paylaşımına imkan sağladığını" belirtti.

Ayrıca "telekomünikasyon şirketlerinin kapsamlı video servisleri sunarak kendilerini neredeyse kablolu internet'e çevirdiğini, kablolu internet sağlayıcılarının da geliştirilmiş ses ve internet seçenekleri ile bu şirketlerle daha iyi rekabet edeceği" açıklamasında bulundu.

Günümüzde şu bir gerçek ki yüksek çözünürlüklü bir videoyu DSL ve ya fiber optik üzerinden paylaşabiliyoruz. Fakat aynı durum kablosuz bir ortam için neredeyse imkânsız. Ama 4G gelince, bu gibi paylaşımları kablosuz ortamda rahatça yapmak mümkün olacak.

Cisco'nun mobil internet veri alışverişi üzerine yaptığı bir araştırmada; 2013 yılına girildiğinde veri alışverişi %64 video, %19 veri servisleri, %10 dosya paylaşımı ve %7 ses olacak deniliyor. Ayrıca yine bu araştırma günümüz video transferinin 2012 yılı sonlarına kadar 4 kat çoğalacağını gösteriyor.

ÖTV ve KDV indirimleri uzatıldı

ÖTV ve KDV indirimlerinin sürüp sürmeyeceğine ilişkin belirsizlik ortadan kalktı. Buna göre ÖTV ve KDV indirimleri bazı ürünlerde düşürülerek devam edecek, bazılarında ise sıfıra indirilen ÖTV bir süre daha devam edecek.

1600 cc'ye kadar otomobillerdeki ÖTV indirimi, indirim oranı azaltılarak devam edecek. Beyaz eşyada sıfır yerine yüzde 2 ÖTV alınacak. Bilgisayar ve mobilyadaki yüzde 8'lik KDV indirimli oran 30 Eylüle kadar devam edecek.

Otomobillerde %27 

Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, 1600 CC ve altındaki otomobillerde yüzde 37 ike yüzde 18'e indirilen ÖTV oranı, 16 Haziran - 30 Eylül arasında yüzde 27 olarak uygulanacak.

Yük taşımaya mahsus üstü kapalı ticari araçlardaki ÖTV ise 15 Haziran'a kadar yüzde 1, 30 Eylül'e kadar da yüzde 3 olacak.

Çekiciler, midibüsler, özel amaçlı taşıtlar ve kamyonlarda yüzde 4'ten yüzde 1'e indirilen ÖTV oranı 30 Eylül'e kadar aynı şekilde uygulanmaya devam edecek.

Minibüslerde yüzde 9'dan yüzde 2'ye indirilen ÖTV, 30 Eylül'e kadar yüzde 4 olarak uygulanacak.

Motor hacmi 250 cm3'ün altında olan motorsikletler için yüzde 22'den yüzde 11'e indirilen ÖTV, 30 Eylül'e kadar yüzde 16 olarak uygulanacak. 

Bilgisayar ve mobilyada %8

Bilgisayar ve mobilyadaki yüzde 8'lik kdv indirimli oran 30 Eylül'e kadar devam edecek.

Beyaz eşyada %2

Beyaz eşyada ise sıfıra indirilen yüzde 6,7'lik KDV oranı 30 Eylül'e kadar yüzde 2 olarak uygulanacak

Öte yandan net kullanım alanı 150 metre kareyi geçen konutlara ve tapu harcındaki indirimler ise kaldırılıyor.

14 Haziran 2009 Pazar

Microsoft Antivirus: Morro

Morro kod adı verilen anti-virüs programı bizlere ücretsiz bir şekilde kötü yazılım savunması sunacak.

Yazılım 2009 yılının ikinci yarısında hazır olacak gibi görünüyor. Morro bizleri virüslere, trojanlara ve reklam amaçlı yazılımlara karşı koruyacak.

Morro'nun, Microsoft'un ücretli servisi OneCare'in yerini alması bekleniyor. Başka bir deyişle OneCare, Morro ile birlikte tarihe karışacak. OneCare'i temel alacak olan Morro, çok daha fazla özellik sunacak ve sistem kaynaklarını tüketme konusunda son derece cimri davranacak.

Morro'nun Vista ve Windows 7 dışında XP için de indirilmeye hazır bir sürümünün olacağı gelen bilgiler arasında.

Yazılımın ilk sürümlerinden biri Microsoft çalışanları arasında denenmeye başladı. Halka açık bir beta sürümünün de "yakında" geleceği müjdelendi. Ancak müjdeye kesin bir tarih eklenmekten kaçınıldı.

Microsoft, Morro'nun virüsler, casus yazılımlar, yönetici yetkisi ele geçiren yazılımlar ("rootkit) ve Truva atlarına karşı koruma sağlayacağını, çıkardığı işin de Symantec ve McAfee gibi firmaların yıllık 40 dolara verdiği hesaplı hizmetleriyle denk olacağını açıkladı.

12 Haziran 2009 Cuma

Yeni LightFrame özelikli Philips LCD'ler

Philips Avrupa, göz yorgunluğunu azaltan "mavi ışık çerçeveli" ekranı LightFrame'in satışa çıkacağını duyurdu. 22 inç boyutunda ve beyaz renkte piyasaya çıkacak bu yeni LCD monitör, farklı çerçevesi dışında görüntü iyileştiren farklı teknolojilere de sahip olacak.

Photobucket

Çerçevesinden yayılan mavi ışıkla kullanıcının odaklanmasını artıran ve gözlerinin daha az yorulmasını sağlayan LightFrame, aynı zamanda 12000:1 karşıtlık oranı ve TrueVision teknolojisi ile yükse görüntü kalitesine ulaştığını iddia ediyor.

Temmuz ayından itibaren piyasada olacak LigthFrame, 3 yıl garantiye ve 540 TL tavsiye edilen satış fiyatına sahip olacak.

11 Haziran 2009 Perşembe

Bing Güçleniyor

Microsoft’un arama motoru Bing’i size tanıtmıştık. Microsoft, Bing ile Yahoo’nun ilk rekabetinde galibiyeti kazanan taraf olmuştu. Stat Counter firması bu rekabete ev sahipliği yapan firma, internet sitelerinin kullanım oranlarını inceliyor ve açıklıyor.

Microsoft Bing, kullanım oranları arasında çok büyük bir fark olmasına rağmen şuanda Google’ın en büyük rakibi konumunda. Microsoft’un Bing için yaptığı reklam projeleri ve Google gibi bir fenomenin branşına bu şekilde girişi herkesi etkilemiş olacak ki dünyanın gözü Bing’e çevrildi ve arama motoru İngiltere’de en çok kullanılan 8. İnternet sitesi oldu. 

Hatırlayacağınız gibi Stat Counter ilk olarak 26-30 Haziran’da arama motorları arasındaki kullanım oranlarını açıklamıştı. O oranlara bir daha göz atmak gerekirse Bing bu tarihler arasında %5.62 kullanıcı oranına ulaşmış ve Yahoo’yu %5,13’lük bir farkla geride bırakmıştı. Stat Counter firması Bing’e olan tutkunun geçici bir heves olup olmadığını ortaya çıkarmak için bir araştırma daha yaparak ortaya koydu. Bu tarihler arasında Bing’in kullanımı %15,5, arama sayfası gösterimi ise %11,1’e yükseldi ve Yahoo’yu bir kez daha geride bırakmış oldu. (Arama sayfası gösterilmesi, reklam gelirleri ile ilgili) 

Bing’in istatistikî bilgileri de, farklı bir arama motoru bilincinin işe yaradığını gösteriyor ve Microsoft bu gurur ile yoluna devam ediyor.

10 Haziran 2009 Çarşamba

Kitaro Üzerine


Kitaro (喜多郎 Kitarō), asıl adıyla Masanori Takahaşi. New Age müziğin tanınmış isimlerindendir. Kitaro takma adı arkadaşları tarafından Japon anime karakteri olan "Kitaro"dan esinlenerek verilmiştir.

Vangelis ve Yanni gibi bu müziğin en çok tanınan temsilcilerinin başındadır. Ancak, diğerlerinden farklı olarak, müziklerinde Batı formatlı ezgilerden ziyade, parçası olduğu Uzak Doğu kültürünün izleri görülür.

4 Şubat 1953’te Japonya’da dünyaya gelen Kitaro, müzikal ilgi ve becerisini kendi imkânlarıyla geliştirmiş, lise döneminde kurduğu “Albatross” adını taşıyan müzik grubuyla bu alandaki üretiminin ilk eserlerini ortaya koymuştur. Kitaro’nun hayatınını değiştiren iki önemli olay, dönemin ünlü müzisyenleri Fumio Miyashita’yla ve onunla dünya turuna çıktığında Almanya’da karşılaştığı Klaus Schulze’yle tanışması olmuştur; zira ruhsal tedavi ve meditasyon müzikleri yapan Fumio Miyashita sayesinde müziğe bakışı değişmiş, Klaus Schulze vasıtasıyla da ileride müziğinin ana enstrümanı olarak kullanacağı “synthesizer”la tanışmıştır.

Photobucket

Kitaro’nun dünyayı dolaşma macerası, Tayland, Çin, Hindistan ve diğer Asya ülkelerine yaptığı gezilerle devam eder. Felsefi anlamda olgunlaştığı bu dönemlerde, gezip gördüğü yerlerden aldığı etkileri müziğine yansıtmayı da iyi başarmıştır. Hayata bakışını kendi ağzından şöyle özetler, “İç huzuruma kavuşmamı sağlayan olay, doğduğum şehirden kilometrelerce uzakta ve de ona kesinlikle benzemeyen bir başka ülkede, mesela Kalküta’nın herhangi bir sokağındaki bir dilenciyle eşit olduğumu farketmemdir”.

Müzikal anlamdaki bilinen ilk çalışmaları 1980’lerin başından itibaren ortaya çıkmaya başlar. Bu dönemden sonra müziğinde de olgunluk dönemine geçer. Yaptığı müziğe kesin bir etiket koymak yanlısı değildir; genel olarak “müziğinin ruhsallığı çağrıştırdığını ve önemli olan şeyin dinleyiciyi düşünme ve hissetmeye sevketmesi” olduğunu söyler. Yanni’yle benzer yönleri, her ikisinin de müzikal yazma ve okuma eğitiminden yoksun olmasıdır; nota bilgisi olmadığı için kendi tarzını kendisi yaratmıştır, notalar yerine resimler çizer.

Enstrüman çalma becerisi ise Vangelis gibi çeşitlidir, birçok tuşlu, vurmalı ve üflemeli sazı çalabilme yeteneğine sahiptir. Felsefi inanışı ise Budizm ve Şinto geleneklerini temel alır.

Kitaro’nun Türkler tarafından tanınması ve sevilmesi 1980’lerin başında TRT 1’de yayınlanan İpek Yolu Belgeseli’nden hatırlayacağı The Silk Road adlı parçasıyla olmuştur. Japon NHK televizyonunun çektiği belgesel, Kitaro’nun dünya çapında ün kazanmasını sağlamıştı.

Kitaro belli bir dönemde de Yes grubunun solisti Jon Anderson'la çalışmıştır. Anlatıldığına göre Kitaro'nun bir konserine Vangelis'le birlikte giden Anderson; Vangelis'in Kitaro'nun son derece güzel çalışmaları olduğunu, tanışırlarsa iyi bir ortaklık çıkarabileceklerini belirtmesi üzerine kulise gitmiş ve Kitaro'yla tanışmıştır. Bu tanışmadan da 1992 tarihli Dream albümü ortaya çıkmıştır.

Diskografisi 

1978 - Ten Kai/Astral Voyage/Astral Voyager/Astral Trip
1979 - Full Moon Story/Daichi
1979 - Oasis
1980 - Silk Road (a.k.a. The Soghdian Merchants on VHS)
1980 - Silk Road II
1980 - In Person Digital
1980 - Silk Road Suite
1981 - Silk Road III: Tunhuang (Japanese original title: Tonko)
1981 - Best of Kitaro vol 1
1981 - World of Kitaro
1981 - Ki
1982 - Millennia (Queen Millennia movie soundtrack)
1983 - Silk Road IV: Tenjiku/India
1984 - Silver Cloud/Cloud
1984 - Live in Asia/Asia Super Tour Live/Asia
1986 - Toward the West
1986 - Tenku
1987 - Light of the Spirit
1988 - Ten Years/Best of Ten Years
1990 - Kojiki
1991 - Live in America
1992 - Dream/Lady of Dreams
1993 - Heaven and Earth
1994 - Mandala
1995 - An Enchanted Evening - Live
1996 - Peace On Earth
1997 - Cirque Ingenieux
1998 - Gaia-Onbashira
1999 - Best of Kitaro vol 2
1999 - Thinking of You
2000 - The Soong Sisters
2001 - Ancient
2002 - An Ancient Journey
2002 - Daylight, Moonlight in Yakushiji - Live
2003 - Best of Silk Road
2003 - Sacred Journey of Ku-Kai
2004 - Shikoku 88 Places
2005 - Sacred Journey of Ku-Kai Volume 2
2006 - Spiritual Garden
2007 - Sacred Journey of Ku-Kai Volume 3


Diğer albümler

Asian Cafe/Ashu Chakan (Best Of)
All Roads Lead To Rome
Across The Karakum Desert
Across The Pamir
Dansu
Deep Forest
Endless Journey
Healing Forest (Best Of)
Ninja Scroll (Soundtrack)
In Silent
In Search Of Wisdom
Journey To The Heart I
Journey To The Heart II
Journey To The Heart III
Journey To The Heart IV
Kaiso (Kitaro's World Of Music)
Karuna (Kitaro's World Of Music)
Mu Land
Mizu Ni Inorte
Morning Light
Music For The Spirit Vol. 1
Music For The Spirit Vol. 2
Music For The Spirit Vol. 3
Music For The Spirit Vol. 4
Nile (Single, 2001)
Six Musical Portraits
Tamayura (DVD)
Tento Chi
Tokusen 1
Tokusen 2
Vertigo
Yakushi-Ji


Diğerleri ile Kitaro

Far East Family Band - Far Out (1973)
Far East Family Band - The Cave Down To Earth (1974)
Far East Family Band - Nipponjin (1975)
Far East Family Band - Parallel World (1976)
Far East Family Band - Tenkujin (1977)
Gyoto Monks - Gyoto Monks
Gyoto Monks - Freedom Chants From The Roof Of The World