30 Mayıs 2009 Cumartesi

Pardus 2009 Alfa Yayınlandı


Pardus 2009 öncesinde ilk kamuya açık deneme sürümü olan Pardus 2009 Alfa, bu akşam yayınlandı.

Sorunsuz bir kurulum için lütfen dosyaları indirdikten sonra dosya özetlerini kontrol etmeyi unutmayın, CD'lerinizi kaliteli CD'ler üzerine, DAO modunda ve en fazla 16x hızında yazdığınızdan emin olun.




Alfa'da Ne Yenilikler Var?

Pardus 2009 Alfa ile beraber kullanıcılarımızı yepyeni bir masaüstü anlayışı bekliyor. En son KDE kararlı sürümü ile birleştirilmiş Pardus araçları, yeni donanım tanıma sistemi, gelişmiş sürücü desteği, yeni nesil dosya sistemi EXT4, depolarımızdaki yazılımların en güncel sürümleri,

KDE masaüstü ortamı 4.2.3

Linux çekirdeği 2.6.30_rc7

OpenOffice.org ofis araçları 3.1rc6

Mozilla Firefox İnternet tarayıcı 3.5beta4

Gimp grafik işleme yazılımı 2.6.6

Xorg 1.6.2pre

Python 2.6.2

GCC 4.3.3

GLIBC 2.9


ve daha pek çok yenilik Pardus 2009 sürümünde kullanıcılarımızla buluşuyor.

Tüm bu değişiklikler ile gelişirken her zamanki temel özelliklerini de ihmal etmiyor : tüm masaüstünde Türkçe yazım denetimi, İnternet araçları, ofis yazılımları, çokluortam (resim, müzik, video vb) oynatıcıları ve sayısız yazılım ile kullanıcılarının tüm gereksinimlerini karşılayacak tek bir CD olarak geliyor.

Bu deneme sürümümüze her zaman olduğu gibi Pardus FTP sunucularından,

ftp://ftp.pardus.org.tr/pub/pardus/kurulan/2009-Alpha/ adresini kullanarak ulaşabilirsiniz.

Linux mutlaka kazanacak

Linux bir gün Windows'u geçecek: Bu sözler hayatının büyük kısmını Windows'a harcayan birinden geldi

Keith Curtis tam 11 yıl Microsoft'un araştırma departmanında çalıştı ve Windows işletim sistemleri ve Office için kod yazdı. İlk defa 2004 yılında Linux yüklü bir bilgisayarın başına oturdu ve şu anda Linux'tan vazgeçemiyor. 


Curtis, Microsoft'un işletim sisteminin pazar payının çok büyük olduğunu kabul ediyor ama eninde sonunda Linux'un kazanacağını savunuyor. Ona göre bunun başlıca iki sebebi var. Curtis, açık kaynak kodlu olarak geliştirilen yazılımların çok daha kaliteli ürünler hazırlanmasına yol açtığını söylüyor. Firefox ve Linux çekirdeğini buna örnek olarak gösteriyor. Curtis'in altını çizdiği ikinci konu ise Microsoft'un ücretsiz yazılımlara karşı kar marjını sürekli düşürmek zorunda kalıyor olması ve bir yerden sonra daha fazla indirim yapamayacak maddi sıkıntıya gireceği. 

Curtis şu an için Microsoft'un yarışta sadece PC'lerde önde olduğunu ama farkın kapandığını söylüyor. Ona göre Microsoft eninde sonunda açık kaynak ve ücretsiz yazılımı kabul etmek zorunda kalacak. "Bir süre sonra insanlar Microsoft'a OpenOffice varken niye Office için para istediğini sormaya başlayacaklar" diyen Curtis, ayrıca "eğer açık kaynak kodlu yazılımların baskısı olmasaydı, Microsoft bugün kaydettiği gelişimlerin yarısına bile ulaşamamış olacaktı" diye ekliyor.


alıntı

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Tangerine Dream Üzerine


Tangerine Dream, 1967 yılında Edgar Froese tarafından kurulan Alman elektronik müzik grubudur. Grup yıllar boyunca pek çok eleman değişikliklerine uğramış, tek sürekli elemanı Froese olmuştur. Davulcu ve besteci Klaus Schulze de ilk kadrolardan birinde yer almış, ancak grubun en etkili olduğu 1970’lerin ortalarında, en kararlı versiyonu Froese, Christopher Franke, ve Peter Baumann’dan oluşan klavye triosu olmuştur. 1980’lerin başında Baumann’ın yerine Johannes Schmoelling geçmiş, bu kadro da kararlı ve son derece üretken olmuştur.

Tangerine Dream’in başlangıçtaki “Pembe Yıllar”ı (Pink Years) Krautrock’un gelişiminde önemli bir rol üstlenmiştir. “Virgin Yılları” ve sonraki albümleri New Age müziğinin gelişiminde belirleyici bir etken olmuştur, ancak grubun kendisi bu kavramdan hoşlanmaz.

Grup pek çok stüdyo ve konser albümü yayınlamış olsa da, hayranlarının büyük bir kısmı Tangerine Dream’in müziğiyle sayısı kırkın üzerinde olan film müziği albümleri sayesinde tanışmıştır, bunlar arasında Sorcerer, Thief, The Keep, Risky Business, Firestarter, Legend, Near Dark, ve Miracle Mile gibi filmler yer alır.

Kadro

1960’ların sonu ve ‘70’lerin başında, Edgar Froese’nin Batı Berlin’in underground müzik sahnesinden çeşitli müzisyenlerle bir araya gelmesi ile Tangerine Dream’in çeşitli kısa ömürlü kadroları oluşmuştu. Bu müziksel ortaklar arasında Steve Jolliffe, Klaus Schulze ve Conrad Schnitzler gibi isimler yer almaktaydı.

Forese’nin ortaklıklarından en önemlisi, Christopher Franke ile birlikte çalışmasıydı. Franke 1970 yılında Agitation Free’den ayrılarak davulcu Schulze’nin yerini almak üzere Tangerine Dream’e katıldı, ve sonunda Tangerine Dream’in sequencer gurusu olarak grubun müziğinin tanımlayıcı özelliği olan muntazam (pulsing) synthesizer dizilerini yaratan kişi oldu. Franke Tangerine Dream’den yirmi yıla yakın bir sürenin ardından, 1987 yılında ayrıldı; pek çok kişi Chris Franke’yi sequencer’daki ustalığı nedeniyle Tangerine Dream’in kalbi olarak görmüştür. Gruptan ayrılmasıyla grupta, bazılarının hala dolmamış olduğunu düşündüğü bir boşluk açtı.

Grubun diğer uzun süreli elemanlarının arasında, daha sonra grubun da 1988 - 1991 yılları arasında dahil olduğu New Age plak firması Private Music’i kuran Peter Baumann (1972-1977), Johannes Schmoelling (1980-1985); Paul Haslinger (1986-1990); ve, son yıllarda (1990’dan itibaren), Froese'nin oğlu Jerome yer almıştır.

Çok sayıda başka müzisyen de kısa süreli olarak Tangerine Dream kadrosunda yer almıştı. Stüdyo müzisyenlerinin aksine, bunlar grup üyesi oldukları zamanlarda bestelere de katkıda bulundular. Bu üyelerin en önemlilerinden beşi, Steve Schroyder (org, 1971-72), Michael Hoenig (1975 yılında bir Avustralya turnesinde ve daha sonra Bootleg Box Set Vol. 1’de yayınlanan bir Londra konserinde Baumann’ın yerine geçmişti), Steve Jolliffe (Cyclone albümünde ve ardından gelen turnede nefesli enstrümanlar ve vokal, ayrıca kısa ömürlü bir 1969 kadrosunda da yer almıştı), Ralf Wadephul (Optical Race (1988) albümünde bir parçaya katkısı belirtiliyor, ayrıca grupla birlikte bu albümün tanıtım turnesine çıkmıştı), ve Linda Spa (saksofon, 1990 - 1996 arasında çeşitli albümlerde ve konserlerde yer aldı, 2005’ten itibaren tekrar grupta)

2006 itibariyle Tangerine Dream Edgar Froese ile Jerome Froese’den oluşuyor, "Jeanne D'Arc (2005)" albümünün bestelenmesinde Thorsten Quaeschning’in ortaklığı var. Konserlerde ve albüm kayıtlarında onlara genellikle Iris Camaa ile Linda Spa eşlik ediyor.

Tarihçe

Edgar Froese 1960’ların ortalarında sanat okumak için Batı Berline geldi. Heykeltıraş olarak çalıştı ve diğer isimlerle birlikte Salvador Dalí’den eğitim aldı. İlk grubu, R&B tarzlı The Ones tek bir 45’lik yayınladıktan sonra yavaş yavaş dağıldı ve Froese deneysel müziğe dönerek pek çok müzisyenle birlikte küçük çaplı konserlere çıkmaya başladı. Bu konserlerin çoğu ünlü Zodiac gece kulübünde gerçekleşiyordu, ancak bu arada Froese’nin grubu eski öğretmeni Dalí’ye çalmak için de davet edilmişti. Müzik edebiyatla, resimle, multimedyanın ilk biçimleriyle ve daha fazlasıyla birleştiriliyordu. Yalnızca en uçtaki fikirler ilgi çekti, Froese bu tavrı şu ifadeyle özetliyor: “Absürdün içinde çoğunlukla sanatsal olarak mümkün olan şeyler yatar.” Grup üyeleri gidip geldikçe, müziğin yönü Sürrealistlerden alınan ilhamla belirlenmeye devam etti ve gruba sürreal esintili Tangerine Dream adı verildi.

Froese teknolojiye hayrandı ve bunu müzikte kullanacak yeteneğe sahipti. Enstrümanlar yaptı ve gittiği her yerde kayıt cihazlarıyla daha sonraki müziksel çalışmalarını oluşturmakta kullanacağı sesler kaydetti. Bant makaraları ve diğer tekrarlanan seslerle yaptığı ilk çalışmaları, ortaya çıkmakta olan ve Froese’nin de hızla adapte olduğu sequencer teknolojisinin belirgin habercisiydi.

İlk Tangerine Dream albümü olan Electronic Meditation, Froese, Klaus Schulze, ve Conrad Schnitzler arasında bir işbirliği ürünü olan, daha sonraları tanınmalarını sağlayan synthesizer (sentezleme) müziğinden ziyade, bant kolajlarından oluşan bir eserdi. Electronic Meditation 1970 yılında Ohr firması tarafından yayınlandı ve Tangerine Dream’in Pink Years (pembe yıllar) olarak bilinen dönemini başlattı (Ohr firmasının logosunda pembe bir kulak resmi vardı). İkinci albümleri Alpha Centauri’den itibaren grup, Froese’nin gitarı, Franke’nin davulu ve kimi zaman çeşitli misafir müzisyenler ile genişleyen, elektronik enstrümanlar düosu ya da triosu şeklini aldı. Bu dönemde özellikle yoğun bir şekilde Mellotron kullanıyorlardı .

Tangerine Dream 1973 yılında piyasaya yeni giren Virgin Records’la anlaşma imzaladı ve kısa bir süre sonra Phaedra albümünü çıkardı, ürkütücü seslerden oluşan bu albüm beklenmedik şekilde İngiltere albüm listelerinde 15 numaraya ulaştı ve Virgin’in ilk gerçek hitlerinden biri oldu. Phaedra, sequencer kullanılan ilk ticari albümdü ve yalnızca grubun kendi sound’unu belirlemekten çok daha fazlasını gerçekleştirdi. Albümün isim parçasının yaratılması tesadüf eseri olmuştu; grup stüdyoda yeni aldıkları VCS 3 synthesizer ile deneyler yapıyordu ve o anda bant kaydı yapılmış bulundu. Eldeki sonuçları tuttular ve üzerine flüt ile Mellotron performansları nı eklediler. Huysuz VCS 3, diğer pek çok eski model synthesizer gibi sıcaklık değişikliklerine karşı son derece hassastı ve bu nedenle alet ısındıkça osilatörleri kötü bir akort şekline kayıyordu, bu kayma son kayıtta kolaylıkla duyulabilir. Bu albüm Tangerine Dream’in Virgin Yılları adıyla bilinen dönemini başlattı.

Tangerine Dream 1980’lerde, Jean-Michel Jarre ve Mike Oldfield gibi elektronik müziğin diğer öncüleriyle birlikte, synthesizer’ın sesinde devrim yapan yeni dijital teknolojinin ilk kullanıcıları oldular. Teknik yetkinlikleri ve ilk yıllarında kendi yaptıkları enstrümanlarla ve ses çıkarmak için alışılmadık yöntemlerle kapsamlı deneyimleri, bu yeni teknolojiyi daha önce duyulmuş her tür sesten oldukça farklı bir müzik meydana getirmek için sonuna kadar yararlanabilecekler i anlamına geliyordu. Modern dinleyiciye o dönemdeki albümler pek sıradışı gelmeyebilir, ancak bunun nedeni yalnızca onların o zaman kullandıkları teknolojinin bugün neredeyse evrensel olarak kullanılması.

Grup 1970’lerde ve 1980’lerde sık sık tura çıkıyordu. Konserlerde çoğunlukla stüdyo albümlerinde piyasaya sürülmemiş eserleri çalıyorlardı ve dolayısıyla bu konserler büyük ölçüde kaçak olarak kaydediliyordu. Son derece yüksek sesle ve uzun süre çalmalarıyla nam salmışlardı. Grup konserlerinin önemli bir kısmını piyasaya sürüyordu ve bunların bazılarında daha sonra stüdyo albümlerinin belkemiğini oluşturacak malzemeler üzerinde çalıştıklarını duyabilirdiniz (örneğin, Johannes Schmoelling’in gruba katılmasından kısa süre sonra Doğu Berlin’de verdikleri bir konserin kaydı olan Pergamon albümü, daha sonra Tangram albümünde ortaya çıkacak pek çok tema içermektedir) .

Çoğu albümleri tamamen enstrümantaldi – görünür şekilde sözlü şarkılar içeren iki albüm, Cyclone (1978) ve Tyger (1987) (ikincisi müzik üzerine okunan William Blake şiirleri içermektedir) hayranlardan tepki görmüştü. Grubun diğer çalışmalarında, örneğin 1981 yılının Exit albümünde yer alan “Kiew Mission” adlı parçada, ara sıra vokal kullanılmış olsa da, grup vokal kullanımına yalnızca kısa süre önce, Dante’nin İlahi Komedya’sına dayalı müziksel bir üçleme için geri döndü.

Tangerine Dream’in ilk konserleri modern standartlara göre görsel olarak oldukça sönüktü, üç adam, bağlantı kablolarıyla birbirine bağlanmış büyük elektronik kutuların yanında, birkaç yanıp sönen ışıkla birlikte, saatlerce oturuyordu. Bazı konserler ise tamamen karanlıkta verilmişti! Zaman geçip teknoloji ilerledikçe, konserler görsel efektler, aydınlatma, lazerler, havai fişekler ve projeksiyon görüntüler ile çok daha ince ayrıntılı hale geldi. 1977 yılında Kuzey Amerika turnesinde tam boy Laserium efektleri kullanmışlardı.

Komünist bir ülkede konser veren ilk önemli Batılı gruplardan biri oldukları 1980 Doğu Berlin konserinden sonra, Tangerine Dream demirperdenin ardında çok popüler hale geldi. 1980’lerin başında Polonya’da en sevilen gruplardan biriydiler, hatta orada verdikleri konserlerden birini Poland adıyla çiftli konser plağı olarak yayınladılar. Müziğin soyut doğasından – ve muhtemelen şarkı sözleri olmamasından – dolayı, pek çok diğer Batılı grubun aksine yetkililerin sansürüne maruz kalmadılar. Poland albümü ile grup Jive Electro plak şirketine geçti, bu Mavi Yılların (Blue Years) başlangıcıydı.

Tangerine Dream 1980’lerde yirmiden fazla filmin müziklerini yaptı. Bu konu 19060’ların sonlarından beri Froese’nin ilgi alanındaydı, o yıllarda pek bilinmeyen bir Polonya filminin müziklerini yapmıştı. Grubun film müziklerinin çoğu, en azından kısmen, eski stüdyo albümlerinden bazı parçaların yeniden yorumlanmış hallerini, ya da yayınlanacak albümleri için üzerinde çalışılan malzemeleri içeriyordu; örneğin, Thief film müziğinde yer alan “Igneous” adlı parçayla, stüdyo albümleri Force Majeure’de bulunan "Thru Metamorphic Rocks" adlı parça arasındaki benzerliğe dikkat edin. Televizyonla ilk tanışmaları, o sırada üzerinde çalıştıkları Le Parc albümünde yer alan bir parçanın “Streethawk” adlı televizyon dizisinde ana tema olarak kullanılmasıyla gerçekleşti (Bu dizi ülkemizde “Şahin” adıyla gösterilmişti) . Nispeten ünlü film müzikleri arasında Sorcerer, The Keep, Risky Business, ve Legend gibi filmler yer alıyor. Film müzikleri en iyi günlerinde, müzikal anlamda normal stüdyo albümleri kadar başarılı oldu ve grubun pek çok hayranı onları sinema ya da televizyon çalışmaları ile keşfetti.

Grup geçmişte Ohr, Virgin, Jive Electro, Private Music ve Miramar yapım şirketleriyle çalışmıştı, önemsiz film müziklerinin pek çoğu ise Varese Saraband etiketiyle yayınlanmıştı. Grup 1996 yılında kendi plak firmaları TDI’ı kurdu. Sonraki albümleri günümüzde genellikle normal perakende dağıtım yoluyla değil, posta siparişi yoluyla bulunabiliyor. Aynı durum, grubun kendilerine satın aldığı Miramar şirketinden çıkan albümler için de geçerli. Bu arada, Ohr/Jive Electro katalogları ise (“Pembe” ve “Mavi” yıllar) halen Sanctuary Records firmasının elinde bulunuyor.

Edgar Froese, Tangerine Dream’in çalışmalarına benzer stilde birkaç solo albüm yayınladı. Jerome Froese, TDJ Rome adıyla, “Dream Mixes” serisinde yaptığı çalışmalara benzeyen birkaç dans müziği 45’liği yaptı; 2006 yılında ise ilk solo albümü “Neptunes”i yayınladı. Tangerine Dream hayranlarının ilgi alanına girebilecek diğer solo çalışmalar ise Christopher Franke, Johannes Schmoelling, Klaus Schulze, Michael Hoenig, ve Paul Haslinger tarafından yapılanlar.

Etkileri

Tangerine Dream yola sürreal bir rock grubu olarak çıkmış olsa da, üyelerinin her biri farklı şekillerde katkıda bulundu. Edgar Froese’nin gitar stili Jimi Hendrix’ten etkilenmişti [1], Chris Franke ise Stockhausen ve Terry Riley çizgisinde, daha avant-garde unsurlar kattı. Son olarak, Peter Baumann ise grubun çoğunlukla klavye yeteneğindeki eksikliğini telafi etmek için kullandığı yaratıcı beste teknikleriyle (özellikle Ritmik fikirler) katkıda bulundu. Tabi ki bu durum üyeler gelip gittikçe değişti, örneğin Cyclone albümünde Steve Joliffe’nin Yes benzeri etkisi, veya Exit ve Hyperborea albümlerinde Johannes Schmoelling’in örnekleme temelli ses kolajları gibi.

Diskografi

Tangerine Dream, son dört onyıllık dönemde yüzün üzerinde albüm yayınladı (45’likler, toplamalar ve hayranların yayınladıkları hariç). Tangerine Tree, Tangerine Dream konserlerinin ve diğer malzemelerin hayranların yaptıkları kayıtlarla yayınlandığı bir seridir. Ekim 2006’dan beri Tangerine Tree prodüksiyonu durdurulmuştur.

Albüm Listesi

Tangerine Dream - Electronic Meditation (1970)
Tangerine Dream - Alpha Centauri (1971)
Tangerine Dream - Zeit (1972)
Tangerine Dream - Atem (1973)
Tangerine Dream - Phaedra (1974)
Tangerine Dream - Rubycon (1975)
Tangerine Dream - Ricochet (1975)
Tangerine Dream - Stratosfear (1976)
Tangerine Dream - Sorcerer (Soundtrack) (1977)
Tangerine Dream - Encore (1977)
Tangerine Dream - Cyclone (1978)
Tangerine Dream - Force Majeure (1979)
Tangerine Dream - Tangram (1980)
Tangerine Dream - Exit (1981)
Tangerine Dream - Thief (Soundtrack) (1981)
Tangerine Dream - White Eagle (1982)
Tangerine Dream - Logos - Live (1982)
Tangerine Dream - Risky Business (Soundtrack) (1983)
Tangerine Dream - Wavelength (Soundtrack) (1983)
Tangerine Dream - Hyperborea (1983)
Tangerine Dream - Flashpoint (Soundtrack) (1984)
Tangerine Dream - Firestarter (Soundtrack) (1984)
Tangerine Dream - Poland - The Warzaw Concert (1984)
Tangerine Dream - Heartbreakers (Soundtrack) (1985)
Tangerine Dream - Underwater Sunlight (1986)
Tangerine Dream - Three O'Clock High (Soundtrack) (1987)
Tangerine Dream - Tyger (1987)
Tangerine Dream - Shy People (Soundtrack) (1988)
Tangerine Dream - Live Miles (1988)
Tangerine Dream - Near Dark (Soundtrack) (1988)
Tangerine Dream - Miracle Mile (1989)
Tangerine Dream - Lily On The Beach (1989)
Tangerine Dream - Optical Race (1989)
Tangerine Dream - Melrose (1990)
Tangerine Dream - The Park Is Mine (1991)
Tangerine Dream - Dead Solid Perfect (Soundtrack) (1991)
Tangerine Dream - Deadly Care (Soundtrack) (1992)
Tangerine Dream - Rockoon (1992)
Tangerine Dream - 220 Volt Live (1993)
Tangerine Dream - Canyon Dreams (1993)
Tangerine Dream - Turn Of The Tides (1994)
Tangerine Dream - Tyranny Of Beauty (1995)
Tangerine Dream - Goblins Club (1996)
Tangerine Dream - Oasis (1997)
Tangerine Dream - Tournado (1997)

25 Mayıs 2009 Pazartesi

MS, Office 2000 desteğini kesiyor

Yeni ofis yazılımı Office 10 ya da nam-i diğer Office 14'ü yakın zaman içerisinde bilişim dünyasına armağan edecek 0lan Microsoft, artık yaşlanan Office 2000'in de ömür döngüsünü bu bağlamda sonlandırıyor.

Firma tarafından yapılan bildirme göre 14 Temmuz itibariyle MS, Office 2000'e halihazırda halen sürdürmekte olduğu harici desteği kesecek. Desteğin sonlandırılmasıyle beraber de, artık Office 2000 bünyesinde oluşacak çeşitli sorun ve açıklar Microsoft tarafından yamanmayacak. Bunun 2 hafta ertesinde, yani 1 Ağustos itibari ile de, Office güncelleme sitesinin devre dışı bırakılması suretiyle, yamalardan faydalanmak isteyen kullanıcılar direk olarak Microsoft'un güncelleme sitesini kullanmak durumuda kalacaklar. Yine 1 Ağustos'tan itibaren Microsoft, Office 2000 envanter araçlarını güncellemeyi de kesecek.

Intel 'OC' rekorunu geri alma derdine düştü

Anlaşılan o ki, hızaşırtma potansiyelleriyle tanıdığımız Core 2 nesline karşın, AMD'nin geçtiğimiz aylarda, Phenom II ile bu rekoru önce geçmesi ardından da bir rekorla daha kırarak farkı daha da açması Intel'in içine dert olmuş :) 

Phenom II'nin arz-ı endamından evvel, 3 yıl süreyle OC rekorunu elinde bulunduran Intel, hızaşırtma dünyasından gelen haberlere göre bu sebepten ötürü yakın zamanda tüketicilerle buluşturacağı yeni performans ve fiyat etiketi lideri Core i7 975'i selefi 965'ten sadece arttırılmış saat hızlarıyla ayırmakla kalmayacak ve bunun haricinde selefine kıyasla pek çok sayıda iyileştirmeyi de bünyesinde barındıracak. Intel işte sadece bu amaçla mühendisleri tarafından özel olarak imal edilecek toplamda 1000 adet Core i975 ile AMD'ye önce 6.6GHz ve ardından da 7.1GHz ile kaptırdığı birincilik tahtını geri almaya çalışacak imiş.

Halihazırda, Intel'in 4 çekirdek sahibi hiçbir işlemcisi 6 GHz barajını aşmış değil. Dahili rekorları ise Core i7 ailesinde 5.7 GHz, Xeon cephesinde ise 5.8 GHz. AMD'nin ise 7.1 GHz'lık (Phenom II X4 955) rekor haricinde, 6 GHz üzerinde pekçok derecesi bulunmakta.

Bir son bilgi olarak da çekirdek sayısından bağımsız ele alırsak rekorun 8.18GHz GHz ile Intel'de (Pentium 4 631) olduğu itiraf edelim :) Keza Intel'in Pentium olsun Celeron olsun eski nesil işlemciler de 8 GHz barajını pekçok kez aştıkları ve yine son nesil E8xxx ile de 6.7 GHz'a (Core 2 Duo E8600) ulaşmışlıkları var.

alıntı

ATi R800; Çift GPU'lu DirectX 11 destekli ekran kartı


Endüstrinin 40nm üretim teknolojisiyle hazırlanan ilk ekran kartını kullanıma sunarak dikkatleri üzerine çeken AMD-ATi, kapalı kapılar ardında yeni nesil grafik işlemci mimarisi için çalışmalarını sürdürüyor. Daha önceki haberlerimizde de belirttiğimiz üzere firma, yılın ikinci yarısında duyurulması planlanan RV870 kod adlı yeni grafik işlem birimi üzerindeki çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. 40nm üretim teknolojisiyle hazırlanan ve DirectX 11 desteği sunması beklenen RV870 GPU'su ile Radeon HD 4800 serisinin elde ettiği başarıyı geliştirmeyi ve pazar payını arttırmayı hedefleyen firma, rakibi Nvidia'ya karşı takip ettiği stratejiyi Radeon HD 5000 serisi ile de bir kez daha tekrarlayacak gibi görünüyor.

AMD çatısı altına girdikten sonra GPU geliştirme stratejisinde değişikliğe giderek yüksek performanslı ekran kartlarında yüksek güç tüketimine sahip transistör canavarı iri GPU'lar hazırlamak yerine, orta segment için liderliğe oynayabilecek, yeni nesil teknolojilerle donatılmış GPU'lar geliştirerek performans liderliği içinde tek bir kart üzerinde aynı GPU'nun çiftini kullanma yoluna giden ATi bu konudaki ilk girişimini R680 kod adını taşıyan Radeon HD 3870 X2 ile gerçekleştirmiş ancak hedeflediği başarıya ulaşamamıştı. Firmanın bu konudaki asıl hamlesi ise RV770 ile olmuş ve hazırlanan Radeon HD 4850 & 4870 modelleriyle fiyat/performans noktasında rekabetçi çözümlere imza atan firma asıl sürprizini ise sona saklamıştı.

Özellikle Radeon HD 4850 modelinin lanse edildiği dönem için 199$ seviyesinde sergilediği performans, Radeon HD 4870 modelinin ise GDDR5 bellek teknolojisi gibi ilklere sahip olması üstelik her iki ekran kartının da TeraFLOP seviyesinde yüksek işlem gücü sunabilmesi gibi detaylarla başarı kazanan ve yüksek satış rakamlarına ulaşan AMD-ATi, Ağustos ayında duyurduğu çift RV770 GPU'lu Radeon HD 4870 X2 modeliyle aylar sona yeniden performans liderliğini ele alarak yaklaşık 5 ay boyunca liderliği kimselere bırakmamış, Nvidia ise geçtiğimiz Ocak ayında duyurduğu GeForce GTX 295 modelini pazara sunarak rakibine yanıt vermişti. Şimdi gözler yılın ikinci yarısında başlaması beklenen yeni düello'da!

Radeon HD 4890 modelinin hız aşırtmalı versiyonları ile yine endüstride ilk defa 1GHz'de çalışan ekran kartını pazara sunan AMD-ATi'nin çift grafik işlemcili yeni bir ekran kartı üzerinde çalıştığı teyit edildi. R700 kod adını taşıyan Radeon HD 4870 X2 modelinden sonra firmanın çift grafik işlemcili yeni performans cananarı R800 olacak. Pazara Radeon HD 5870 X2 adı altında giriş yapması her ne kadar henüz doğrulanmış olmasa bile kuvvetle muhtemel görünen yeni modele, hazırlık çalışmaları devam eden 40nm RV870 GPU'sunun çifti güç verecek. Tek PCB'li tasarıma sahip olması ve yüksek frekansta çalışan yeni nesil GDDR5 bellekler kullanması beklenen ekran kartı, AMD-ATi'nin yeni amiral gemisi olacak.

Peki yılın ikinci yarısında bizleri neler bekliyor? Her ne kadar henüz AMD-ATi ve Nvidia cephesinden çalışmaları süren yeni GPU mimarileriyle ilgili herhangi bir somut açıklama yapılmış olmasa da RV770 vs. GT200 rekabetinin bir benzerinin RV870 ve GT300 için de söz konusu olabileceği söyleniyor. Yani Nvidia'nın 512x paralel işlem birimine, 512-bit bellek veri yolu desteğine ve GDDR5 belleklerle 250GB/sn'lik bellek bant genişliğine sahip olacağı iddia edilen MIMD tabanlı GT300 GPU'sunun GT200 gibi en hızlı ama aynı zamanda en yüksek maliyetli GPU olabileceği, RV870'in ise fiyat/performans başarımıyla öne çıkacağı, çift GPU'lu R800'ün ise GT300'e karşı liderlik için mücadele edeceği iddia ediliyor.

Henüz detaylar netleşmiş olmasa bile görünen o ki AMD-ATi, çift grafik işlemcili ekran kartı stratejisini R8xx jenerasyonuyla da sürdürecek. RV870 GPU'sunun çiftine yer verilecek R800 kod adlı modele karşı Nvidia'nın ise GT300'ün çiftini temel alacak herhangi bir model girişimi olur mu bilinmez ama her iki ekran kartı üreticisinin planlarını bozacak bir üçüncü oyuncu olarak Larrabee kod adlı yeni nesil GPU mimarisi ile Intel'in endüstriyi nasıl etkileyeceği ise cevabı merakla beklenen bir diğer önemli soru olarak dikkat çekiyor. 


alıntı
Kaynak : http://www.fudzilla.com/content/view/13832/1/


24 Mayıs 2009 Pazar

Windows 7'nin fiyatı ne zaman açıklanacak?

Microsoft'un yeni işletim sistemi Windows 7'nin satışa sunulmak için artık sayılı bir zamanı kaldı. Test eden pek çok kişiden olumlu not almayı başaran yeni sistem ile ilgili en çok merak edilen konu ise fiyatının ne olacağı. Microsoft şu ana kadar bu konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmadı fakat pek çok endüstri uzmanının düşüncesi Windows 7'nin fiyatının Vista'nınkinden daha yüksek olacağı yönünde. 

Şu ana kadar sadece büyük PC üreticileri Microsoft'tan kendi özel toplu alım fiyatlarını duyabildiler, fakat onlar da bu konuda genellikle yorum yapmaktan kaçınıyorlar. Ender olarak konuyla ilgili konuşan üretici temsilcilerinden biri olan Dell'den Darrel Ward şunları söylemekle yetindi: "Şu kadarını söyleyebilirim ki son kullanıcı için Windows 7'nin fiyatı Vista'nın fiyatından yüksek olacak". 

Diğer yandan bazı ekonomi uzmanları bunun yanlış bir adım olacağını düşünüyorlar. Örneğin Michael Cherry, konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor; "Ne yazık ki tam da gerçekten iyi bir Windows ürünü hazırladıkları sırada pek çok müşterilerinin cepleri eskiden olduğu kadar dolu değil". 

Microsoft'un Windows 7'nin son kullanıcı fiyatını birkaç hafta içinde açıklaması bekleniyor. Açıklanan tarih ise "Haziran içinde bir gün". Fakat fiyatın kimleri memnun edeceği halen merak konusu...

Bilgi için: Microsoft
Telefon: (212) 258 59 98 pbx

22 Mayıs 2009 Cuma

Müslüman Ubuntu

Sitesinde diyorki;

Sabily Ubuntu'nun Müslüman versiyonu işletim sistemidir, içerisinde Müslümanların işine yarayacak çeşitli programlar mevcuttur ve pektabiki Müslüman olmayanlarda kullanabilir. :)

Sabily 9,04 üç farklı versiyon içeriyor ve bunları bilgisayarınıza kurmadan da kullanabiliyorsunuz.

Bu sürümler;

*Küçük sürüm (935 MB): (sanat eserleri, İslami uygulamalar) ve Arapça destekli ana Sabily paketleri içerir.

*Tam sürümü (1.4 GB): Küçük sürümün yanısıra multimedya, eğitim ve çeşitli paketler içerir. (buradan tam listesine bakabilirsiniz: http://tinyurl.com/dfwvgk) 

*Recitations (2.8 GB): Tam sürümün yanısıra Kuran ve programlarını içeren özel sürüm, içerisinde  www.versebyversequran.com tarafından sağlanan, okunan Kuran mevcuttur. (Muhammed Siddeeq el Minshawi, Huzify , Sa'ad Al-Ghamadi ve Mishary Rashed Alafasy) 

Not: Eğer Recitation sürümünü kullanmak isterseniz internet bağlantısı önem kazanıyor.

Tam sürümde, bir çok dosyayı açabilecek çeşitli programlar bulunuyor.

Ufak Sürüm’de Kur’an öğretim seti, Arapça dil çevirme seti ve namaz zamanlarını gösteren eklentiler bulunuyor.

Ana özellikler ise şöyle: 
- Ebeveyn kontrol aracı
- Zekr 0.7.2 Kuran çalışma aracı 
- Namaz uygulamalar: Minbar ve Firefox 'dua Times' eklentisi
- Thwab (ansiklopedi) 
- İslama Özel sanat: Giriş ekranı, İslami duvar kağıtları ve tema. 
- Arapça dil için tam destek. 

Download için Buradaki Siteyi ziyaret ediniz.

sabily

İyide, Kahraman Kedi Ne? Kim? Nasıl yani?

Kahraman Kedi'de nedir yada niye böyle bir isim altında yazıyorum onu açıklamak istedim, internetteki HeroCat nicki bana aittir, yani uzun süredir ben kullanıyorum, Türkçe olarakta bu blogta.

Aslında benim tasarladığım ve yazdığım bir hikaye kahramanının kısaltılmış adıdır Kahraman Kedi,

Hikayemde de geçtiği şekilde, asıl adı Satanist Kesen Kahraman Kedi'dir. :)

Önümüzdeki günlerde hem bu hikayemi, hemde diğer kısa hikayelerimi buraya yazarak yayınlamak istiyorum. Bakalım artık hayırlısı olsun :P

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Türkçe karakter maliyetsiz olacak

Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği Başkanı Murat Dursun, 1 Temmuz’dan itibaren kısa mesajda Türkçe karakter uygulamasına geçilecek olmasının sektöre maliyeti olmadığını belirtti. 

MOBİSAD Başkanı Murat Dursun yaptığı açıklamada, kısa mesajlarda Türkçe karakterlerin kullanılmasına ilişkin yönetmeliğin hafta sonu Resmi Gazete’de yayımlandığını belirterek, bu uygulamanın iki kez ötelendiğini anımsattı. Geçen zaman içerisinde hem üreticinin hem ithalatçının hem de dağıtıcının gerekli pozisyonlarını önemli ölçüde aldığını vurgulayan Dursun, “1 Temmuz’dan itibaren Türkçe karakterlere uygun olmayan telefonların toplanması da söz konusu. Türkçe karakterlere geçişte bir maliyet söz konusu değil. Zaten uzun süredir GSM operatörleri Türkçe karakterlerin maliyetini tüketiciye yansıtmıyordu” dedi. 

Ayrıca, Türkiye’nin girişimleri sonrasında Uluslararası GSM Birliği’nde (GSMA) Türkçe karakterlerin kullanılmaya başlandığını ifade eden Dursun, 256 harften oluşan uluslararası GSM alfabesinde Türkçe karakterlerin de yer aldığını kaydetti. Dursun, geçtiğimiz senelerde tüketicilerin kısa mesajda kullanılan Türkçe karakterlere göre iki veya üç katı fazla SMS ücreti ödediğini sözlerine ekledi.

alıntı

Birde üstüne para isterlerse hiç şaşırmam zaten 1 Temmuzu bekleyip görelim 

Microsoft'un arama motoru Kumo

Microsoft'un yeni arama motoru Kumo üzerinde çalışmalar sürüyor. Çalışanlara test aşaması için açılan Kumo'nun ilk ekran görüntüsü de yayınlandı.

Anlamsal, sezgisel arama motorları üzerinde çalışan firmalar, kişilere internette istedikleri yere ulaşma, istedikleri şeyi yerine getirme konusunda daha tutarlı servisler sunmak amacında. Kelime bazlı arama yapmak yerine sorulara cevap verecek kapasitese sezgisel indeksleme yapan arama motorları dünyasına Microsoft da adım atmak üzere.



Kumo kod adlı sezgisel arama motoru üzerinde çalışan Microsoft servisi şirket içinde çalışanlara açarak test aşamasını başlattı. Aşağıda ekran görüntüsünü gördüğünüz arama motoru Kumo hakkında henüz pek detaylı bir bilgi bulunmuyor. Kumo Japonca 'bulut' ve 'örümcek' anlamına geliyor. Bulut bilişimi üzerinde en yoğun çalışan firmalardan olan Microsoft'un interneti tarayıp indeksleyen ve örümcek olarak tabir edilen yazılımsal robotlardan esinlenerek bu adı seçtiği açık.

Sezgisel aramayı kategorilendirmeye uygulayan Kumo, yapılan aramaya göre sol yanda görüntülediği kategorileri değiştiriyor. Örneğin Nokia 5800 yazıp aradığınızda kategoriler "inceleme", "fiyat", "teknik özellikler" şeklinde oluşturulurken, Michael Jackson diye arattığınızda "biyografi", "diskografi" şeklinde oluşturuluyor. Bu Kumo'nun sunması beklenen özelliklerden biri. Tüm bu özelliklerle Microsoft kullanıcılara arama motorlarını kullanarak yapmak istedikleri şeyi yapacakları yeri (siteyi) bulma değil, doğrudan yapılmak istenen şeye ulaşma veya yapma imkanı tanımayı amaçlıyor.

19 Mayıs 2009 Salı

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı


Ey Türk Gençliği! 

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza 
ve müdafaa etmektir. 

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en 
kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek 
isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve 
Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde 
bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve 
şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve 
Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir 
galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın 
kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları 
dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün 
bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde 
iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde 
bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, 
müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru 
zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. 

Ey Türk istikbalinin evladı! 

İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklal ve 
Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil 
kanda mevcuttur. 


Ankara, 20 Ekim 1927

alıntı: Milli Kütüphane

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Kediyi Durdurun

Noktalara tıklayıp renk değiştirerek kedinin kaçmasını engelleyin ve kediyi durdurana kadar sıkıştırın, göründüğünden zor olabiliyor :)

Dikkat! Tapular değişiyor

Tapulardaki bir kelimelik değişim ev sahiplerini sıkıntıya sokacak. Değiştirmeyene ceza gelecek....

'Kat irtifaklı' tapuların 28 Kasım'a kadar 'kat mülkiyeti' şeklinde değiştirilme mecburiyeti ev sahipleri arasında sıkıntıya yol açtı. Yapı kullanım belgesi (iskân) olan gayrimenkul sahipleri kat mülkiyeti tapusunu ortalama 300 liralık masrafla kısa sürede alabiliyor. Zaman gazetesinin haberine göre, asıl sıkıntıyı iskânı bulunmayan bina sahipleri yaşayacak. İskân müracaatında, binayı yapan müteahhidin vergi ve SSK borcunun olmadığına dair belgeden demir-çimento vizesi ile yapı denetim uygunluk belgesine kadar 20'ye yakın evrak isteniyor. Yıllar önce binayı yapan müteahhitle ilgili belgelerin ev sahiplerinden istenmesine anlam veremeyen uzmanlar, "Daha önce harç vererek aldığı tapuya vatandaş yeniden para ödemek zorunda bırakılıyor. Masraflar tapu başına 15 bin liraya kadar çıkabilir." uyarısında bulunuyor. 

Masrafları göze alanlar için de teknik şartname iskân alınmasını imkânsız kılıyor. Türkiye'de binaların yüzde 70'inin iskânsız olduğu dikkate alındığında, milyonlarca kişinin tapusunu değiştiremeyeceği ve cezalı duruma düşeceği görülüyor. Ancak kaçak binalar için yasada herhangi bir müeyyide yok. Dolayısıyla, tapusu olanlar, ya bütün engelleri aşıp önemli bir masraf yapacak ya da bin TL para cezası ödeyecek. Fakat kaçak binada oturanlar hiçbir sıkıntıyla karşılaşmayacak. 

Adalet Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın hazırladığı kanunun amacı, 'Yapılaşmadaki bazı boşlukları gidermek ve uygulamada ortaya çıkan problemleri çözmek' şeklinde açıklanıyor. Düzenlemeyle yeni yapıların çağın gereklerine uygun ve depreme karşı dayanıklı olması hedefleniyor. 

Kanunun uygulayıcısı konumundaki tapu daireleri ve belediyelerdeki manzara ise daha düşündürücü. Tapusu ile resmî kurumlara müracaat edenler ya muhatap bulamıyor ya da memurların verdiği çelişkili bilgiler karşısında ne yapacağını şaşırıyor. 2008 yılında banka kredisi ile müteahhitten aldığı dairenin kat irtifakı tapusunu değiştirmek için Bahçelievler Tapu Dairesi'ne giden Göksel Ç.'nin yaşadıkları da sorunun karmaşıklığını teyit eder nitelikte. Ne Tapu Dairesi'nde ne de belediyede net cevaplar alamadığını belirten Göksel Ç. kanunun nasıl uygulanacağını, kimleri kapsayıp kimleri kapsamadığını memurların bile tam olarak bilmediğini söylüyor. Tapulu evinin aslında birçok eksiği bulunduğunu Tapu Müdürlüğü'nde öğrenen Göksel Ç., "Binanın iskan raporu olması gerekiyormuş. Madem bu bir eksiklik, o zaman devlet en başta evi alırken neden kat irtifakı tapusunu veriyor. Üstelik aynı ev için banka kredi de açıyor." diyor. Daha sonra da iskan raporu almak için Bahçelievler Belediyesi'ne giden Göksel Ç., İmar Müdürlüğü, Ruhsat Şubesi, Arşiv Müdürlüğü ve İş Bitirme Bürosu gibi birimler arasında adeta mekik dokudu. Sadece hangi evrakların gerektiğini öğrenmek için bile bir gününü yitiren Göksel Ç., "İskan raporu almak için binanın müteahhidinin 'vergi borcu yoktur' yazısından, inşaat projesine kadar pek çok evrak isteniyormuş. Bunların hepsini toplamak aylarca sürebilir. Yıllar önce binayı yapan müteahhidin vergi ya da sigorta borcu varsa bunun hesabı neden benden soruluyor?" diyor. 

EGE'DE 7 MİLYON TAPUNUN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR 
Kanun yürürlüğe girdiğinde Türkiye genelinde imarlı arsa üzerine yapılan binaların yüzde 70'i kat mülkiyetine geçilmemişti. Tapu kadastro yetkililerinin verdiği bilgiye göre, yasa 1,5 yılı aşkın süredir yürürlükte olmasına rağmen tapuların ancak yüzde 10'u değişebildi. Tapu ve Kadastro 3. Bölge Müdürlüğü'nün verilerine göre sadece Ege Bölgesi'nde yaklaşık 7 milyon tapunun değişmesi gerekiyor. 

İzmir'in Karşıyaka ilçesinde bir apartmanın yöneticisi olan Ayhan Özsüphandağ, bir süre önce 32 daireli apartmanın tapularını değiştirdi. Özsüphandağ, değişiklik için önce belediyeye başvurdu. Belediyeden her bağımsız tapu için yapı kullanım izin belgesi aldı. Tapu sahiplerinin yaptığı DASK poliçeleriyle birlikte kadastro müdürlüğüne başvurdu. Kadastroda 420 lira döner sermaye harcı yatıran Özsüphandağ, teknik personelle birlikte randevu verildiği gün arsaya gitti. Birkaç gün sonra kadastro müdürlüğünden aldığı 'Cins Değişikliği Beyannamesi'ne DASK ve Yapı Kullanım İzin Belgesi'ni de ekleyerek bu defa tapu müdürlüğüne başvurdu. Burada da 250 lira döner sermaye harcı yatıran Özsüphandağ, 15 gün sonra yeni tapuları alabildi. 

'BUNLARLA UĞRAŞACAĞIMA CEZAYI ÖDERİM' 
Adem G. ise 10 yıl önce aldığı dairesinin tapusunu değiştirmek için belediyeye yaptığı başvuru sırasında kendisinden istenen belgeleri duyunca şaşırdığını söylüyor. Yapı kullanım izin belgesi olmayan Adem G.'ye belediye yetkilileri öncelikle iskân müracaatında bulunarak bu belgeyi alması gerektiğini belirttiler. İskan müracaatında binayı yapan müteahhidin vergi ve SSK borcunun olmadığına dair belgelerden demir-çimento vizesine, yapı denetim uygunluk belgesine kadar 20'ye yakın evrak toplaması gerektiğini duyunca vazgeçti. Adem G., "Bunlarla uğraşacağıma cezayı öderim daha iyi." diyor. Seyhan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seyhan, Türkiye genelinde Adem G.'nin durumunda 100 binlerce binanın bulunduğunu belirtiyor. Bu binaların kaçak olmadığını, imarlı yapılar olduğunu belirten Seyhan, "Elektriği, suyu bağlanan bu yerlerin sahipleri her yıl emlak vergisini de ödüyor. Sadece, zamanında ihmal edilerek yapı kullanım izin belgeleri alınmamış." bilgisini veriyor. Eski binalara yapı kullanım izin belgesi almanın adeta imkânsız olduğunu belirten Seyhan, 2004 yılından önce yapılan yapıların büyük bölümünün bu durumda olduğunu ifade ediyor. Seyhan, inşaatı yapan müteahhidin vergi ve SSK borcu varsa gerekli belgeler için masrafların tapu başına 15 bin liraya kadar çıkabileceğini kaydediyor. Bu masrafa hiç kimsenin katlanamayacağına dikkat çeken Seyhan, sıkıntının ancak genel bir imar affıyla çözülebileceğini dile getiriyor. Harita Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Akyol ise, söz konusu kanunun sadece ruhsatlı yapıları kapsadığını, kaçak yapılarla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığını söyledi. 


İzdiham var, 'bugün git yirmi gün sonra gel' deniyor 
Tapuların büyük çoğunluğunun değişecek olması, tapu daireleri ve kadastro müdürlüklerinde yığılmalara yol açtı. Kadastro müdürlükleri, son günlerde artan başvurulara 20 gün ile bir ay sonraya kadar gün veriyor. Tapu değişimi için, binadakilerin hepsinin ortak başvurusu gerekiyor. Sahiplerden birinin katılmaması veya evrakların eksik olması durumunda değişiklik talebi kabul edilmiyor. Kat irtifakı sahiplerinden birinin veya bina yöneticisinin talebine rağmen tapu değişimi için gerekli evraklarını götürmeyenlere yazılı bildirimde bulunuluyor. Buna rağmen evrakları verilmeyen gayrimenkul belediye sınırları içindeyse belediye, dışındaysa mülkî amire şikâyet ediliyor. Şikâyet sonrasında bin lira idari para cezası veriliyor. 

Hangi işlemler yapılacak? 
TAPUSUNDA kat irtifakı yazan işyeri veya daire sahiplerinden yapı kullanım izin belgesi olanlar, döner sermaye harcını ödeyip bağlı bulundukları belediyelerden bir örneğini alarak DASK poliçesiyle başvurmaları gerekiyor. 

YAPI kullanım izin belgesi olmayanlar ise öncelikle bu belgeyi çıkarmaları için belediyeye başvurmaları gerekiyor.

Yapı kullanım izin belgesi için istenen evraklar ise şunlar: 

BİNAYI yapan müteahhidin SSK ilişik kesme belgesi (SSK'dan) MÜTEAHHİDİN vergi ilişik kesme belgesi (Vergi dairesinden) 
KANAL vizesi (ilgili şehrin su ve kanalizasyon idaresinden) 
TEMEL vizesi 
ISI yalıtım vizesi 
TOPRAK vizesi 
DEMİR vize kartı 
İSKÂN harçları 
YAPI denetim uygunluk belgesi 
ASANSÖR vizesi 
BİNANIN cephe fotoğrafları (Fazla aranmıyor) 
UYGUNLUK belgesi 
TELEKOM uygunluk belgesi 
SIĞINAK uygunluk belgesi (Kaymakamlık Sivil Savunma Müdürlüğü) 
NUMARATAJ uygunluk belgesi (Belediye Fen İşleri'nden)


alıntı

AVG Free 8.5 Türkçe


Türk internet kullanıcıları, download yoluyla buluşan gizli tehditlerle ilk kez gerçek zamanlı ücretsiz koruma sağlayan Türkçe bir programla savaşacak. 

Avrupa’nın internetteki gizli tehditlere karşı gerçek zamanlı koruma sağlayan ilk ücretsiz yazılımını geliştiren AVG Technologies, yeni ürünü AVG Free 8.5 güvenlik yazılımını şimdi Türkçe olarak kullanıcılarına sunuyor. 

2003 yılından beri Türkiye pazarında bulunan AVG, ilk kez Türkçe bir ürün geliştiriyor. Ücretsiz sunulan bu ürünü yeni Türkçe ürünlerin takip etmesi planlanıyor. 


AVG Teknoloji Bölüm Başkanı Karel Obluk, AVG Free 8.5 Türkçe sürümüyle ilgili olarak, “Biz, bilgisayarlarını hangi amaçla kullanıyor olurlarsa olsunlar tüm kullanıcıların, güvenli ve içleri rahat olarak çevrimiçi bir deneyim yaşamaları gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’deki kullanıcılar için bu deneyimi daha ulaşılabilir kılan Türkçe AVG Free 8.5 koruma yazılımını geliştirmekten mutluluk duyuyoruz” dedi. 

Anti-Virus, Anti-Spyware ve LinkScanner yazılımlarını içeren AVG Free 8.5, download işlemleri sırasında ortaya çıkan görünmez tehditlere ve kullanıcı önlem almaya fırsat bulamadan kendini bilgisayara yükleyen kötü amaçlı yazılımlara karşı, diğer ücretsiz güvenlik ürünlerinin sağladığı korumanın ötesine geçiyor. Bu fark edilmeyen bulaşıcı süreç, bugün internet üstünde en hızlı büyüyen tehlike ve kimlik hırsızlığının yanı sıra, ticari kazanç elde etmek için organize suçlular tarafından yaygın olarak kullanılıyor. Tehditler herhangi bir web sitesinde gizleniyor ve sitenin ziyaretçi sayısına ya da suçluların elde etmek istedikleri özel bilgilerin boyutuna bağlı olarak bir saatliğine, bir günlüğüne ya da bir haftalığına bulaşıcılığını koruyabiliyor.

Bu tür tehditlerin doğaları gereği belirsiz bir süreye sahip olmaları, onların geleneksel antivirüs ya da casus yazılım önleme ürünleri ile saptanmasını olanaksızlaştırıyor. LinkScanner AVG’nin benzersiz “Active Surf Shield” özelliği sayesinde Internet Explorer ya da Firefox kullanıcıları web’de dolaşırken tehditleri ya da tehdit potansiyeli olan içerikleri gerçek zamanlı saptayarak koruma sağlıyor. LinkScanner ayrıca “Search Shield” özelliği ile Google, Yahoo! ve MSN’de arama yapıldığında her bir sonucun yanına eklenen güvenlik ikonu ile hangi sonuçların güvenli olduğunu tıklamadan öğrenme olanağı sağlıyor.

AVG Free 8.5 kullanıcılara verimli, sistemi gereksiz yere yormayan, güçlü ve kullanımı kolay bir koruma sağlıyor. Böylelikle kullanıcı güvenlik konusunda endişe duymuyor ve sadece bilgisayarına odaklanıyor. Kişisel ve ticari olmayan kullanımlar için geliştirilen AVG Free 8.5, Windows 2000, XP veya Vista işletim sistemleri ile uyumlu çalışıyor.

Bilgi için : www.avg.com.tr

Firefox 3.5 ama ne zaman?


Firefox 3.5 RC ne zaman hazır olacak?

Mozilla, merakla beklenen Firefox 3.5'un RC sürümünü ne zaman yayınlayacak? İşte resmi duyuru.

Mozilla'dan Mike Beltzner, Firefox 3.5 RC sürümünün Haziran ayında yayınlanacağını resmen duyurdu. Şu anda halen geliştirilme sürecinde olan Firefox 3.5 ile ilgili çalışmalar 20 Mayıs'da durdurulacak ve Beltzner'ın açıklamasına göre tarayıcı için bu tarihten sonra artık yeni kod yazılmayacak. 

20 Mayıs'tan sonra ekip sadece son testleri gerçekleştirecek ve Haziran'ın ortasında Firefox 3.5 RC yayınlanmış olacak. Bu planı bozabilecek tek şey, ancak son testlerde ciddi bir hata bulunması olabilir. Mozilla'nın ise en son istediği şey bu test sürecinde kötü bir son dakika sürprizi ile karşılaşmak. Daha önce defalarca ertelenen Firefox'un yeni sürüm numarası 3.1 olarak planlanmış fakat daha sonra ertelemeler yüzünden 3.5 olarak ilan edilmişti. Firefox 3.1'in yayınlanacağı tarih ilk olarak Aralık 2008 olarak duyurulmuştu.

alıntı

Ericsson Sağolsun

Dünyadaki ilk “Ericsson Telekomünikasyon Akademisi” Türkiye’de Açıldı. 

Ericsson Türkiye, global tecrübe ve birikiminden yararlanarak bünyesinde sürdürdüğü kurumsal eğitimlerini bir “Eğitim Merkezi” yapısına dönüştürdü ve Ericsson Telekomünikasyon Akademisi’ni hayata geçirdi. Akademi, ilk aşamada İstanbul Şişli’deki eğitim binası merkez olmak üzere, toplam altı noktadaki Netron Eğitim Merkezleri’nde hizmet verecek. Yaklaşık 5 milyon USD’lik bir yatırım ile hayata geçen Ericsson Telekomünikasyon Akademisi, üniversite öğrencilerinden mühendislere, meslek lisesi mezunlarından sektör profesyonellerine kadar toplumun her kesimine hitap ediyor.

Ericsson Telekomünikasyon Akademisi, hızla gelişen iş dünyasının ihtiyaç duyduğu teknik insan gücünün yetiştirilmesi amacıyla, bilişim ve iletişim teknolojileri alanında hizmet verecek. Teorik ve uygulamalı derslerin işleneceği Akademi’de, Türkçe ağırlıklı verilecek mevcut Ericsson eğitimlerine ek olarak, sertifikasyon modelini baz alan yeni eğitimler ve meslek kazandırma programları oluşturulacak. Eğitimlerle, ilk bir yıl içinde 1.000 kişiye ulaşılması, 250 kişinin de sertifika sahibi olması hedefleniyor.

Ericsson Türkiye ve İsrail Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sanön, Ericsson’un Akademi projesinin Ericsson Global için önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Ericsson, bu kapsamda bir eğitim yatırımını ilk defa Türkiye’de gerçekleştiriyor. Bu proje ile yeni nesil teknolojilerde Türkiye'yi hakim duruma getireceğimize ve dünyadaki telekom projelerine Türkiye'den iş ve beyin gücü transfer edeceğimize inanıyoruz.”

Netron Genel Müdürü Bülent Tekmen, Ericsson Telekomünikasyon Akademisi’nin ilk yılında 1.000 mezun vermeyi planladığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Akademi, dünyanın en iyi 3 teknik eğitim merkezinden biri olarak gösterilmiş bir eğitim kurumu olan Netron’un uzman danışmanlarının katkısıyla faaliyet gösterecek. Ülkemizin bilişim ve iletişim alanlarında iyi yetişmiş insan kaynağına olan ihtiyacı ve Ericsson Telekomünikasyon Akademisi’nin toplumun her kesimine hitap eden kapsamlı eğitim/öğretim programı birebir örtüşüyor. Bilişim eğitimlerinin lider markası olarak, Ericsson gibi bir dünya devi ile böyle bir işbirliğine imza atmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Mevcut eğitimleriyle bölgesel olarak pek çok pazara hizmet veren Ericsson ile bilişim dünyamızın öncü ismi Netron işbirliğiyle geliştirilen yeni eğitim yapısı sayesinde, Türkiye’nin bölgesel bir merkez olması sağlanacak. Bu yapı ile Türkiye’ye yönelik eğitim turizminin de gelişeceği öngörülüyor. Ericsson Telekomünikasyon Akademisi’nde yurtdışına yönelik, özel eğitim paketleri de sunulacak.

alıntı

VLC media player 1.0 RC


Yıllardır geliştirilen ve favori medya oynatıcılarımız arasında yer alan VLC media player'ın 1.0 ön-final (RC) sürümü çıktı.Bu sürüm ile final sürümden neler bekleyeceğimizi görebiliriz.


Yeni sürüm ile beraber ciddi görsel değişiklik yapılmamış. Genelde hata giderme ve yeni özellik eklemeler var. Gözümüze çarpan yenilikler arasında, artık videoları kare-kare oynatmak mümkün. Video hızlandırma ve yavaşlatma seçeneklerinde iyileştirmele var. Alt yazı desteği konusunda sıkıntılıar büyük çoğunlukla 0.9 sürümüyle giderilmişti ama o konuda da bir takım iyileştirmeler yapılmış.

Bunun yanında yeni kod çözücüler eklenmiş. Örneğin Dolby Digital Plus E-AC-3, Blu-ray PCM, WCELP gibi kod çözücüler artık destekleniyor.

VLC media player'ın en güzel özelliği, hiç bir kod çözücü (codec) kurmadan neredeyse tüm video formatlarını sorunsuz oynatabilmesi.

VLC media player 1.0Rc şu anda sadece Windows ve Linux için var.

Windows için Download

Linux için Download

Fujitsu'dan Dünyanın "en hızlı işlemcisi"

Geçtiğimiz aylarda ilk olarak sabit disk sektörünü Toshiba'ya devredip o piyasadan çekilen Fujitsu, hatırlayacak olursak en son da yonga üretiminde TSMC ile ortaklığa gideceğini duyurmuştu. Firmanın şimdiki haberimize konu olma sebebi ise, 10 yıl aradan sonra bir kez daha dünyanın "en hızlı" işlemcisini geliştirmiş olması.

Venus kod adını taşıyan, Sparc64 (VIIIfx) tabanlı işlemci, 45nm'lik üretim teknolojisinin ürünü 8 adet çekirdeğe sahip. Saniyede tam tamına 128 milyar ( 128GFLOPs) işlem yapabildiği belirtilen model, günümüzün -yine Intel'e ait olan- en hızlı işlemcisinden 2.5 kat daha ileride. Yine bu model 2008'de dağıtımı yapılan selefi SPARC64 VII'den de (4 çekirdek, 65nm) 3 kat daha hızlı. Tüm bunların yanında enerji verimliliği de cabası. (Intel'in 3'te 1'i kadar enerji tüketimine sahip)


4 tane yonga ile ilişiklendirilebilinip, toplamda 521GFLOPs'luk hesap gücüne erişebilen işlemciyi, sadece süper bilgisayar yapımcılarına değil endüstriye de pazarlamayı hedeflediklerini belirten Fujitsu yetkilileri, işlemcinin ana kullanım alanlarının ise ilaç geliştirme, roket motoru tasarımı, deprem öngörümü vs. gibi yüksek hesaplama gücü gerektiren sahalar olduğunu vurguladı.

alıntı

Vista SP3 için çalışmalar başladı

Service Pack 2 henüz son kullanıcı ile buluşmamışken, Microsoft SP3 için harekete geçti bile.

Geçtiğimiz günlerde MSDN üyeleri için Vista SP2’yi yayınlayan Microsoft, vakit kaybetmeden üçüncü Service Pack için çalışmalara başladı. Daha SP2 herkese sunulmamışken SP3 de nereden çıktı diyebilirsiniz. 


Microsoft’un resmi sitesindeki destek bölümünde yayınlanan bir yazıda KB957414 adlı bir yama bulunuyor. Bu yamayı özel kılan şey ise Vista SP3’ün içinde bulunacağının belirtilmesi. Anlaşılan o ki Microsoft çalışanlarının çalışmaktannefes almaya bile vakitleri yok.

alıntı

15 Mayıs 2009 Cuma

Intel Arrendale: CPU + GPU


AMD’nin ardından Intel de hem işlemci (CPU) hemde grafik işlemcisi (GPU) barındıran ve dizüstü bilgisayarlar için tasarlanan Arrendale işlemcisini tanıttı. Arendale’nin yapısında 32nm teknolojisi ile üretilmiş bir işlemci (CPU) ve 45nm teknolojisiyle üretilmiş bir grafik işlemcisi (GPU) bulunuyor.

İntel’in bu yeni teknolojisindeki esas amaç, Windows Aero gibi genel grafik işemlerini ekran kartı yerine kendi içerisinde çözümleyecek ve oyun gibi daha güçlü ekran performansının gerekli olduğu yerlerde ise harici ekran kartı devreye girecek. Intel yetkilileri, bu sistemin uygun bir sürücü ile çok kolay olacağını söyleniyor.

Bu işlmcinin dizüstü bilgisayarlarda kullanılacağını da göz önüne alırsak büyük bir enerji tasarrufu sağlayacağı kesin. Yeni işlemciler bu yılın sonunda piyasaya sürülecek.

14 Mayıs 2009 Perşembe

7-Zip

7-Zip, yüksek sıkıştırma oranı sunan ücretsiz bir dosya sıkıştırma yazılımıdır.


7-Zip formatının temel özellikleri:
LZMA sıkıştırma metodu ile yeni 7z formatında yüksek sıkıştırma oranı

*Desteklenen uzantılar:
     -Sıkıştırma / dosya açma: 7z, ZIP, GZIP, BZIP2 ve TAR
     -Sadece dosya açma: ARJ, CAB, CHM, CPIO, DEB, DMG, HFS, ISO, LZH, LZMA, MSI, NSIS, RAR, RPM, UDF, WIM, XAR ve Z.
*7-Zip, ZIP ve GZIP formatları için PKZip ve WinZip yazılımlarının sunduğu sıkıştırma oranına göre %2-10 oranında daha iyi sıkıştırma oranı sunar
*7z ve ZIP formatları için güvenli AES-256 şifreleme
*7z formatı için dahili dosya dışarı aktarma özelliği
*Windows Shell ile entegre edebilme
*Güçlü Dosya Yöneticisi
*Güçlü komut destekli sürüm
*FAR Manager için eklenti
*74 dile çevirisi yapılmış

32bit için download adresi

64bit için download adresi

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Bilgisayarınız Windows 7 İçin Yeterli mi?

Microsoft, Windows 7 için mininmum sistem gereksinimlerini çıkartsa da, bilgisayar içindeki bileşenlerin hangisinin Windows 7 ile uyumlu olduğunu bulmak zahmetli bir iş olabilir. Aslında bilgisayarınızın eğer Windows Vista'yı sorunsuz bir şekilde çalıştırıyorsa, Windows 7'yi çalıştırırken de sorun olmayacak.

Microsoft, bu işi kolaylaştırmak için ufak bir yazılım çıkartmış: "Windows 7 terfi önericisi". Bu ufak yazılım, sistemin yonga setini, ekran kartını, ses kartını ve diğer donanımlarını denetleyerek herhangi bir uyumluluk sorunu olup olmadığını gösteriyor. Uyumsuz bir donanım olduğunda bunu hangi cihaz ile terfi edebileceğiniz konusunda tavsiyelerde bulunuyor.

İndirme Sayfası

Entegre Devre 50 Yaşında


Entegre devreler ilk defa 1959 yılında Fairchild Semiconductor firması tarafından tanıtılmıştı. Geçtiğimiz Cuma günü California’da yapılan ve 400 davetlinin katıldığı 50. yıldönümü partisinde, ceplere sığan bilgisayarlardan dev sunuculara kadar her türlü elektronik cihaza can veren entegre devrelerin modern yapılarındaki katkılarından dolayı geliştirici grubun yaşayan en önemli iki üyesi Gordon Moore ve Jay Last onur ödülü aldılar.Jay Last, etkinlikte yaptığı konuşmada “50 yıl geçmiş olduğuna inanmak güç… Bugünün gerçeği, o günlerin en çılgın düşüncelerinin bile ötesinde” derken Gordon Moore “(entegre devre) ürün yelpazesi için iyi bir eklemeydi, fakat çığır açacağı konusunda pek emin değildik” yorumunu yaptı.

7 Mayıs 2009 Perşembe

Overclock Rekoru Phenom II X4 955 ile 7128 MHz

AMD Phenom II ile yaptığı overclock atağının faydalarını görmeye devam ediyor. İlk önce 6ghz daha sonra ise 7ghz barajını aşan işlemciler şimdide uzman ellerde 7.128Ghz'e ulaştı.

Ln2 altında çok iyi sonuçlara imza atan yeni işlemciler overclock kabiliyeti olarak ne kadar başarılı olduklarını birkez daha kanıtlamış oldular. Hızaşırtmada kullanılan anakart Asus M4A79 Deluxe bellekler ise 4GB Apacer PC3-10700H serisi bellekler. Bakalım Phenomlar daha ne kadar yüksek hızlara çıkabilecekler.




Artık AMD/ATI değil; sadece AMD

AMD tarafından bir süredir devam iç yapılanma ve departman bölümlendirmeleri çalışmaları dün itibariyle sona erdi.  


Yapılan bu yapılanma çalışmaları ertesinde AMD'nin temel işletme bölümlendirmeleri bundan böyle 4 ana departman altında toplanacak. Bunlar sırasıyla:

Ürün Grupları Dep. (İşlemci ve Grafik Çözümleri)
İleri Teknoloji Dep. (Gelecekte uygulanacak teknolojiler)
Pazarlama Dep.
Müşteri İlişkileri Dep.


Basın sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, işlemci ve grafik çözümlerinin bundan böyle aynı departman altında toplanacak olmalarına sebep olarak işletme verimliliğinin arttırılma ve ürünlerin piyasaya daha hızlı bir giriş yapma hedefleri gösterildi. Yani bu birleşmenin bir diğer anlamı kuvvetle muhtemel bundan böyle satın alacağımız grafik çözümlerinin üzerinde ATI değil sadece AMD yazısını görecek olmamız.

Son olarak bu yeniden yapılanma ertesinde, firmanın an itibariyle artık bulunmayan Bilgi İşlem Çözümleri Departmanı Başkan Yardımcılığını yürüten Randy Allen'ın da görevinden ayrıldığını belirterek haberimizi sonlandıralım.

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Fiberoptik devi Tellcom ve Superonline güçlerini birleştirdi

Kendi fiber optik alt yapısına sahip yenilikçi telekom operatörü Tellcom ve gelişmiş ağ yapısıyla Türkiye'de internet erişiminin öncüsü olan Superonline, 01.05.2009 tarihinde güçlerini birleştirdi. 

İletişimde süper bir dönem başlatmayı hedefleyen şirket, yoluna Tellcom İletişim Hizmetleri A.Ş. olarak Superonline markası ile devam edecek. 

Birleşme ile Türkiye pazarının en güçlü telekom operatörlerinden biri haline gelen Superonline; müşterilerine en yeni iletişim teknolojilerini sunarak; hayatlarını kolaylaştırmaya, yaşamlarına hız ve değer katmaya devam etmeyi; kurumsal ve bireysel kullanıcılarının ilk tercihi olmayı hedefliyor. 

Superonline Genel Müdürü Murat Erkan, telekom sektöründe önemli bir güç birliği olan birleşmeyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, 
"Turkcell Grup bünyesinde faaliyet gösteren iki şirketimizin birleşmesi ile Superonline'ın sahip olduğu gelişmiş ürün ve servislerini Tellcom'un güçlü altyapısına entegre ederek yolumuza daha da güçlü bir şekilde devam ediyoruz" dedi. Erkan, Superonline'ı rakiplerinden ayıran en önemli noktanın, kendi fiber optik altyapısını kurmak üzere yaptığı yatırımlar olduğunu belirterek; bu yatırımlarla sektörün gelişmesinde ve ülkenin kalkınmasında önemli bir rol oynadıklarını, yerleşik operatörün iletişim omurgasına güvenilir bir alternatif oluşturmaya devam edeceklerini belirtti.

Lightsmark 2008 - Ekran Kartı Test Programı

Lightsmark 2008 2.0 Çoklu platform destekleyen ve ışık/gölge açısından sisteminizin ekran kartını test edebilen ve sonuç olarak size bir fps (frame per second) sunan harika bir test programıdır.

Lightsmark OpenGL 2.0 tabanlı olarak test işlemi gerçekleştiriyor, bu sebeple Nvidia çipsetli kartlar ATI çipsetli kartlara göre biraz daha iyi sonuç verebiliyor.

HD4850 ekran kartı 1440x900 çözünürlükte 320FPS sonuç verdi.

Site Adresi


5 Mayıs 2009 Salı

Atatürk Üniversitesindeki Özgür yazılım kampanyası

LKD'den gelen bir duyuru:

Linux Kullanıcıları Derneği ile bağlantı kuran Erzurum Atatürk
Üniversitesi Öğrencileri ve Mezunları Platformu, üniversitelerinin
Microsoft ile yaptığı anlaşmaları bitirmesi, tamamen özgür ve ücretsiz
bir yazılım olan Linux'a geçmeleri için kampanya başlattıklarını
ilettiler.

http://www.atauniv.com/genel/ataturk-universitesi-windowsu-birakip-linuxa-gecsin-kampanyamiz.html

Tüm özgür yazılım camiasını kendilerine destek olmaya çağırıyoruz.

-----
Darisi diger kurumlarimiza.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Resimlerle 80'lerin sonu 90'ların başı






























Windows 7 için sistem gereksinimleri açıklandı

Microsoft, Windows 7'nin sistem gereksinimlerini resmi olarak açıkladı. Firmanın verdiği bilgilere göre hem Windows 7 RC'yi hem de final sürümü kullanabilmek için şu konfigürasyonda bir bilgisayara ihtiyaç var:

32- veya 64-Bit desteği olan ve minimum 1 GHz saat hızında çalışan bir işlemci

32-Bit sürümler için en az 1 GB, 64-Bit sürümler için en az 2 GB RAM

En az DirectX 9'u destekleyen (WDDM 1.0 ve üzeri) ekran kartı

32-Bit sürümler için en az 16 GB, 64-Bit sürümler içinse en az 20 GB boş sabit disk alanı

Windows 7 ile duyurulan XP Mode'u (XPM) kullanmak için en az 2 GB RAM'li ve 15 GB ek depolama alanına sahip bir bilgisayar öneriliyor.

Tabi bunlar minimum değerler, eğer yeni sistemlere oranla böyle düşük özellikleri bulunan bir sistemde Windows 7 kullanmaya çalışırsanız çok zorlanacağınız ortada. Bu yüzden minimum değerler değil önerilen değerlere bakmakta fayda var.

AMD İstanbul İşlemcisinin Zar Yapısını Tanıttı

Intel'in geçtiğimiz aylarda 6 çekirdekli sunucu işlemcilerini piyasaya sürmesinin ardından AMD'de 6 çekirdekli Opteron sunucu işlemcilerini sahaya sürmeye hazırlanıyor. 2009 yılının ikinci yarısından piyasaya çıkması beklenen İstanbul işlemcisi için AMD ile zar yapısı görüntüsünü yayımladı.

Soket 1207 anakartlarda kullanılabilecek İstanbul işlemcileri, 6Mb büyüklüğünde seviye üç bellek ile donatılmış. Shangai işlemcileri gibi 45nm üretim teknolojisi ile üretilecek işlemciler RDDR2 bellekler ile kullanılacak.